Yeni Adli Yıl Açılışı Yapıldı
Adıyaman Barosu
tarafından yeni Adli Yıl için adli sarayı içinde program düzenlendi.
Adıyaman Barosu Başkan
Yardımcısı Avukat Abdurrahman Tutdere, burada yaptığı açıklamada, ülkede Adli
Yıl açılışlarının genellikle yargının sorunlarının dile getirildiği ve
tartışıldığı platformlar olduğunu anımsattı.
Bugüne kadar her adli
yıl açılışlarında yargı çalışanları ve yargı kurumları tarafından dile
getirilen sorunların tam anlamıyla çözülmediğini dile getiren Tutdere,
"Hatta yargı mensuplarının ve yargımızın sorunları günbegün artmıştır.
Artan yargı sorunlarına bir de 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin getirdiği
sorunlar eklenince yargının ağır iş yükü daha da artmıştır. Artan sorunlar ve
iş yükü biz yargı çalışanlarına daha özverili çalışmayı ve fedakârlığı zorunlu
hale getirmiştir. Bu dönemde de çözüm bekleyen çok sayıda sorun bizleri
beklemektedir. Hukuk devletinin devamı ülkemizin birlik ve beraberliği bu
sorunların adalete ve hakkaniyete uygun olarak çözülmesiyle mümkün olacaktır.
Çözüm bekleyen sorunlar binlerce cesur avukat, hâkim ve savcının vereceği hukuk
mücadelesiyle çözülecektir. Bizler hep birlikte el ele vererek insanlara güven
veren bir ortamı inşa etmek zorundayız. Aksi takdirde bu ağır iş yükü altında
yargımız, hepimiz kalırız. Yargı çalışanlarının bu bilinçle hareket edeceğine
inancımız tamdır.
Adalete olan güvenin azaldığı bu dönemde, toplum
tarafından dillendirilen adalet taleplerinin karşılık bulması, yurttaşlarımızın
adalete olan inançlarının yeniden tesisi ve hukuk devletinin tüm kurumlarıyla
birlikte hayat bulması için hepimize çok büyük işler düşmektedir. Sistemden
kaynaklı sorunların yanında uygulamadan kaynaklanan bir yığın sorunla da
karşılaşmaktayız. Uygulamadan kaynaklı sorunların çözümü ve asgariye
indirilmesi biz yargı çalışanlarının sorumluluğundadır. Bu sorunların çözümü
konusunda hepimizin üzerine düşeni yapacağı kuşkusuzdur" dedi.
TARAFSIZ
YARGI HAYAT BULMALI
Ülkede tarafsız ve
bağımsız yargının mutlaka hayat bulması gerektiğinin altını çizen Tutdere,
şöyle devam etti:
"Hukuk devletinde
hukukun üstünlüğünün ancak kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak
uygulanmasıyla gerçekleşeceği tartışmasızdır. Sağlıklı, demokratik bir yönetim;
yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin birbirinden bağımsız ve
ahenkli bir çalışmasıyla mümkündür. Yargının siyasal gücü elinde bulunduran
yasama, yürütme organı başta olmak üzere tüm güç odakları karşısında bağımsız
olması hukuk devletinin değişmez ilkesidir. Bağımsız yargı hukuk devletinin
olmazsa olmaz koşullarının başında gelir. Kişi hak ve özgürlüklerinin temel
güvencesi olan bağımsız yargı yoksa hukuk devletinin varlığından söz edilemez.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRKün Adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun, devlet
olarak bağımsızlığı söz konusu değildir sözü akıllardan çıkarılmamalıdır.
Mağdur olan herkesin sığınacağı en son limanın bağımsız ve tarafsız, adil
işleyen yargı olduğu daima hatırlanmalıdır. Anayasamızın 2. maddesinde yazılı
hukuk devleti ilkesinin hayat bulması ancak tarafsız ve bağımsız yargıyla
mümkün olacaktır. Adalet dağıtan hâkimlerimizin bağımsızlığı kadar tarafsızlığı
da önemlidir. Vicdanlarını ipotek altına aldıran hakimlerin yetkilerini belli
odakların amaçları doğrultusunda ve hukuksal kılıflar altında bir silah gibi
kullanan sözde yargı mensuplarının ülkemizi sürükledikleri felaketi hep
birlikte yaşadık. Bu gün bu ağır faturayı yargımız ve halkımız olarak birlikte
ödüyoruz. Ülkemizde bir daha bu tür hadiselerin yaşanmaması toplumsal barışın
ve kardeşliğin korunması da ancak tarafsız ve bağımsız yargıyla mümkün
olacaktır"
OHAL
CİDDİ TAHRİBATLAR YARATTI
Ohal'in ciddi
tahribatlar yarattığını savunan Tutdere, "Olağanüstü Hal Kapsamında
çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler Olağanüstü Halin sınırlarını aşan
uygulamalar ve düzenlemeler hukuk sistemimizde ciddi tahribatlar yaratmış,
adalete olan güveni yok etmiştir. Adalete güven konusunda kamuoyunda ciddi
rahatsızlıkların olduğu hepimizce bilinen bir gerçektir. Bu rahatsızlıkların
giderilmesi yargının kurucu unsurlarının birlikte çalışmaları, adil yargılama
yapmaları, gerçeği gerçek olmayandan, suçluyu suçsuzdan, lekelenmeme hakkına
riayetten, haklıyı haksızdan ayırmalarıyla mümkün olacaktır. Üzülerek belirtmek
isterim ki yargının genel sorunları ile birlikte savunmanında büyük sorunları
bulunmaktadır. Çıkan her kararname ile savunmanın hakları kırpılmakta savunma
adeta sitemin dışına itilmek istenmektedir. Bugün savunma baskı altındadır.
Bağımsız savunma iktidar gücü karşısında çalışamaz duruma gelmiştir. Avukatlar
mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturulmakta ve kovuşturulmaktadırlar. Rejimi
ne olursa olsun bütün devletlerde uyuşmazlıkları çözmek üzere kurulmuş
mahkemeler vardır. Ancak sadece demokratik hukuk devletlerinde etkin ve
yargının kurucu unsuru niteliğini taşıyan bağımsız savunma vardır. Bağımsız ve
etkin savunmanın olmadığı rejimlerde bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsetmek,
Demokrasiden ve Hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir. Adıyaman Barosu
olarak bugüne kadar demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda
vermiş olduğumuz mücadeleyi bundan sonra da aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu
duygularla yeni adli yılın kardeşliğe, barışa, hukukun üstünlüğüne vesile
olması temennisiyle, hepimize hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı
sunuyorum" şeklinde konuştu.
İlk Yorumu Yap