Munyar´a Ancak Bu Cevap Yakışırdı…

Munyar´a Ancak Bu Cevap Yakışırdı…
Munyara Ancak Bu Cevap Yakışırdı…
Yaklaşık bir hafta önce 3 Aralık Cuma günkü Hürriyet Gazetesinde köşesinde nemrut konusu ele alan Hürriyet Gazetesi Ekonomi yönetmeni Vahap Munyar, yazısında Adıyaman bölgesindeki Nemrut Dağı’na Malatya üzerinden çıkmak için turistik gemi seferleri düzenleneceğini ele almıştı. Böylece “Tanrıların Dağı” olarak bilinen Nemrut’taki Kommagene Krallığı heykellerinin bulunduğu bölgeye Pütürge yolundan gemi ile ulaşım planlanlandığını ve konuya ilişkin bilgiyi ise Malatya Valisi Ulvi Saran dan aldığını beyan ediyor.

Adıyamanlı olan Günkar Grubu'nun (Sunset Mayo) Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Kemal Güneş ise Vali’nin söylediklerini pür dikkat dinleyerek, “Harika bir proje. Sayın Valim…” diyerek desteklediğini ima etmişti.

Son zamanlarda bütün işlerini bir kenara bırakarak, Nemrut dağı için iki ilin arasını açmak ve bu konuyu sık sık polemik haline getirmekle meşgul olan bir valiye yakışıp yakışmayacağı ise kamuoyunun takdirine bırakmak lazım.

İşin en güzel yanı ise Hürriyet yazarı Vahap Munyar’a karşı Adıyamanlı hemşehrimiz Sırrı Süreyya Önder’in 06.12.2010 tarihinde Radikal gazetesinde kendi köşesinde yazdığı cevap ise “Munyar’a ancak bu cevap yakışırdı” niteliğindeydi. Bu cevap yazısı ile bütün Adıyamanlıların yüreğine su serpen Sırrı Süreyya Önder’in bu güzel yazısını siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktan onur duyduk.

Her zaman Adıyamanlı olmakla iftar ettiğimiz Radikal Gazetesinin yazarı sırrı Süreyya Önder’in bu duyumsuzca yazısını okumadan önce bakalım Mumyar neler söylemiş neler…

NEMRUT’A TURİSTLERİGEMİ İLE TAŞIMA PLANI

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kasım ayı ihracat rakamlarını açıklaması sonrası Malatya Valisi Ulvi Saran, Günkar Grubu'nun (Sunset Mayo) Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Kemal Güneş'in Adıyamanlı olduğunu öğrenince konu Nemrut'tan açıldı: - Nemrut, Adıyaman ilimizin sınırlan içinde görünüyor. Ancak, bazı teraslarının Malatya sınırlan içinde olduğu bir gerçek. Nemrut'a dönük turizmi canlandırmak için birlikte çalışmamız gerekir. Kemal Güneş onayladı: - Haklısınız Sayın Valim ... Birlikte bir şeyler yapmak gerekiyor. Saran, bir yandan Nemrut'a da uzanan Pütürge yoluyla ilgili çalışmaların sürdüğünü aktarırken, asıl önemli hazırlıklarını anlattı: - Nemrut için gemi seferleri başlatıyoruz ... Önceki yaz Tuna Çelik'in patronu Turan Tuna'nın Sinpaş Grubu'nun patronu Avni Çelik'in de aralarında bulunduğu bazı konuklarıyla gerçekleştirdiği Malatya turu sırasında bu konudaki ilk ipucunu AK Parti Milletvekili Öznur Çalık vermişti: - Artık Nemrut'a gemiyle gitmek mümkün olacak.

Konuyu o günlerden az da olsa bildiğim için Vali Saran'a sordum: - Nemrut' a gemi seferi de nereden çıktı? - Karakaya Barajı'nın oluşturduğu göl, merkeze yakın ilçe ve köylere kadar uzanmış

durumda. Kale ilçemizde bir iskele oluşturuldu. Oraya tekneler yanaşabiliyor. Ayrıca bir gemi siparişi verdik. - O gemi nereden nereye gidecek? - Kale'den çıkacak, 1saatte Bakımlı Köyü'ne ulaşacak. Oradan Nemrut'a çıkmak 35 dakika sürecek. - Şu anda Malatya'dan Nemruta ne kadar sürede çıkılıyor? - Pütürge yolundan 3-3.5 saati buluyor. - Ama zirveye çok yakın bir noktaya kadar gitmek mümkün? - Evet, en fazla 500 metrelik yürüme mesafesi kalıyor. - Gemiyle gitmek daha kısa mı sürecek? - Malatya-Kale arası 20 dakika sürüyor. Sonra 1 saatlik gemi yolculuğu. Ardından 35 dakikalık karayolu ... - 2 saatten daha kısa sürecek o halde ... - Hem 2 saatten kısa sürecek, hem de zevkli bir gemi yolculuğu olacak. - Gemiye ne kadarlık yatırım yapılıyor? - 2 milyon lira ödeyeceğiz. Bir özel şirketle anlaştık. İl Özel İdaresi küçük ortak olacak. İşletmeyi özel şirket yapacak. - Gemi kaç kişilik? - 150 kişilik olarak yapılıyor. Tabi gemi aynı zamanda davetler için de kullanılacak.

Kemal Güneş, Vali Saran'ın anlattıklarından oldukça etkilendi: - Harika bir proje Sayın Valim ... Dün gazetede projeyi anlatırken ilk cümlem şu oldu: - Nemrut'a artık gemiyle gidilecek ... Bütün arkadaşlar dalga geçtiğimi düşündü: - Yine uçuk bir şeyler bulmuş senin Malatyalılar ... Geminin seferlere başlayacağı günü merakla bekliyorum ... Projenin "uçuk" olup olmadığı, o zaman daha iyi anlaşılacak. Vahap MUNYAR / Hürriyet 03.12.2010

Nemrut'un kızı güldürdün bizi

Malatya'dan Nemrut Dağı'na turistler gemiyle taşınacakmış. Başlığı okuyunca 'Fatih gibi gemileri yağlı kızakla mı aşıracaklar acep' diye işkillendim.

Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar, Cuma günü köşesinden bir haber verdi. Malatyalılar, Nemrut Dağı’na turistleri gemiyle taşıyacaklarmış! Başlığı okuyunca, Fatih Sultan Mehmet gibi gemileri dağlardan yağlı kızakla mı aşıracaklar acep diye işkillendim. Yazının tamamını okuyunca, bir Adıyamanlı olarak kâsem çekilecek bir şey olmadığını anlayıp rahatladım. Çünkü turistler önce Malatya merkezinden 20 dakika mesafede olduğunu ileri sürdükleri Kale İlçesi’ne gideceklermiş. Oradan da gemiye binerek 1 saat yolculukla Bakımlı Köyü’ne varacaklarmış. Bakımlı Köyü’nden tekrar arabaya binerek dağın eteğine gideceklermiş. En sonunda da yürüyerek Nemrut Dağı’na çıkacaklarmış. Valinin hesabına göre toplam 2 saat sürecekmiş. Vali herhalde eskortla giderken saat tuttu. Ayrıca Adıyaman’dan bir minibüse binerseniz 1 saat sonra dağın eteğindesiniz. Bu masraf niye? Gemi alacağınıza ağaç dikin Malatya Valisi Ulvi Saran, bu fantezi için Malatya halkının 2 milyon TL’sini bir gemiye yatıracakmış. Şimdiden bir özel şirketle anlaşmışlar, işletmeyi de onlara devredeceklermiş. Özel İdare, niyeyse sadece küçük ortak olacakmış. Vali ayrıca diyesiymiş ki “Tabii gemi aynı zamanda davetler için de kullanılacak.” Sevgili Adıyamanlılar telaşlanmayın bu haberin Nemrut’la ilgili kısmı fos!

Fos olduğu da son cümlede gizli. Aslında fakir fukaranın, garip gurebanın parasıyla baraj gölünde gezecekler, hepsi bu. Bir de iskele yapıyorlar ki hiç bir işe yaramaz. Baraj gölü dediğinin sürekli yüksekliği değişir; su bırakma ve yağış durumuna göre alçalır, yükselir. Su çekildiğinde iskeleden turistleri pamuk balyası misali lığlayarak mı bindireceksiniz? Munyar’ın haberinde, Malatya için hayırlı bir tek şey var o da üniversitenin diktiği ağaç sayısı. 2 milyon TL’yi, yüksek zevatın gezinti teknesine vereceğinize, bir orman dolusu ağaç daha dikersiniz. Nerede o eski muhafazakârlar... Bizde muhafazakarlık hep arka tampon kısmından anlaşılmıştır. Bu ülkede gereçek anlamda muhafazakâr iki elin parmağını geçmez. Bu ülkenin muhafazakâr geçinenleri, para söz konusu olduğunda her türden ilkeyi unutmaya hazırdır. Adıyaman’da ilk Nemrut Festivali 70’li yılların ortalarında Vali Hakkı Kavlakoğlu tarafından yapılmıştır.. İkincisi yapılacağı zaman memleket CHP-MSP koalisyonuna teslim edilmişti. Erbakan Hoca ve talebeleri, tabanı bu koalisyona ikna etmek için Rahmetli Ecevit’in aslında evliya torunu olduğunu anlatıyorlardı. Adıyaman’ın kısmetine MSP kontenjanından bir vali düşmüştü. İlk yaptığı icraat festivali iptal etmek, ikincisi de Nemrut’a giden yolu dozerlerle tahrip ettirmekti. Gerekçesi de hazırdı “Oraya gidip putlara tapıyorlar!” Dönemin MSP’sinin turizm meselesine bakışı da çok kısa ve netti “Turist ahlaksızlık getirir!” Zamanın ruhu değişti. Turistin bagajındaki ahlaksızlık valizi unutuldu. Slogan da “Turist döviz getirir” şeklinde revize edildi. Şimdi iki muhafazakar il yöneticileri Nemrut Dağının aslında kendi il sınırları içinde olduğunu kanıtlamak için mahkeme kapılarını aşındırıyorlar. Yolu tahrip etmeyi bırak, gemi alıyorlar. Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkâr! Nemrut, sözde bir Kürt- Ermeni kralıdır! M.Ö. 1. Yüzyılda Ermeni Kral II Tigranes tarafından Korduene (Kürdistan) fethedilmiştir. Kral Tigranes, Korduene yani Kürt kralı Zarbienus’u da suikast düzenlete-rek öldürtmüştür.Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 1. yüzyılda, Kürdistan kralı Zarbienus’un Ermenistan kralı Tigranes’in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma Generali Lucullus’la gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Biri Kürt diğeri Ermeni, aktaran da Yunanlı olunca bir miktar hain emeller sezdim ama acı gerçek başka kaynaklarda da böyle. Hatta bazıları Tigranes’in de Kürt olduklarını söylüyorlar. Sevgili Malatya’lılar, aramızda kalsın ama bu gerçeği biliyor muydunuz? Nemrut Dağı’ndaki Kommagene Uygarlığı bir Kürt-Ermeni cenginin izlerini taşır. Cenk önceden yapılmış, uygarlık savaş olmadan kurulmuş ve savaşsız dağılmıştır. Nemrut Türktür, Türk kalacaktır demeden önce British Museum’daki ilk Ermeni paralarına bakın. Sonra da Kral Antiochos’un Nemrut Dağı’na diktirdiği tanrı heykellerinin baş kısımlarını dikkatlice inceleyin. Yaaa!.. Ama bu aramızda kalsın. Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde başımıza yeni işler açmayalım. Aziz Malatyalı Hemşehrilerim! “Biz hoşgürülü bir milletiz, zaten kendi istekleriyle gitmeden önce bir sürü Ermeni komşumuz vardı!” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ben safım, inanırım ama elin Hıristiyan turisti buna asla inanmaz. Zirve Yayınevi’nde kör bıçakla kesilen dindaşlarının kanı halen yargılama sürecinde akmaya devam ediyor. Siz bunlara ses çıkarmadan bakınırken Adıyaman halkı, Süryani ve Ermeni kiliselerini ihya ederek ibadete açtı.

Adıyamanlılara sordum, Nemrut’u Malatyalılara veririz ama bir şartla diyorlar. Kapıya bir levha Önce gemi alacağınız o paraya bir hatıra ormanı dikin. Vahap Munyar’ın ballandırdığı zenginlerinize de söyleyin kapısına bir levha yaptırsınlar. Üzerine en güzel hemşehriniz Hrant Dink’in adıyla Zirve Yayınevi’nde katledilenlerin adlarını yan yana yazın. İlk çiviyi de sizin bu gemi saçmalığınıza destek veren Adıyamanlı Kemal Güneş çaksın. İşte o zaman Nemrut Dağı kumuyla taşıyla sizindir. İster gemiyle gidin, ister kayısı dikin. Yok biz bunu yapamayız ağa derseniz, hemşehriniz bir Mesih var, onun tarihi ve turistik özellikleriyle idare edeceksiniz artık. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (06.12.2010 Radikal)

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap