Sahada Çalışan Polis Sayısı Artırıldı
Adıyaman İl Emniyet Müdürü İbrahim Ergüder, "
Yüzde 25 civarındaki bürolarda çalışan arkadaşlarımızı, sahada
görevlendirdik." dedi.
Adıyaman'da yapılan çalışmalara yönelik açıklamalarda
bulunan Emniyet Müdürü Ergüder, özellikle yaz aylarında yoğun olarak motosiklet
kullanımı ve modifiyeli araçların gürültü kirliliğine yol açması nedeniyle
ciddi çalışmalar yaptıklarını belirtti.
"Terör suçu kadar biz bu işi ciddiye
alıyoruz"
Ergüder, kent kültüründe balkonlarda uzanıp dinlenme
veya pencereleri açık uyuma alışkanlığının çok yaygın olduğuna işaret ederek,
"Baharla beraber özellikle yaz aylarında motosikletler ve modifiyeli
araçlar gerek yüksek sesli müzik açarak gerekse egzozlarına taktıkları ikinci
bir aparat ile gerçek anlamda halkımızı rahatsız ediyorlar. İnanın bir narkotik
suçu kadar yeri geldiğinde bir terör suçu kadar biz bu işi ciddiye alıyoruz.
Rakam vermemiz gerekirse sadece müzik sesini açan
araçlara dönük, 2019-2020 arasında 48 araca bu anlamda işlem yapmışız. 2020
yılında bu rakam 258 çıkmış yani bir yılda yüzde 438 oranında bir fazlalığımız
var. 2021 yılının ilk üç ayına baktığımız zaman 9 araca işlem yapılmış bu yıl
ise 44 araca işlem yapılmış buda yüzde 389 tekabül ediyor.
Yine motosikletlerde 2019 yılında 14 işlem yapılmış
2020 yılında 60 motosiklete inşallah arkadaşlarımızın kararlılığı azim ve
gayreti halkımızın da konulara dönük hassasiyeti ve duyarlılıklarını güçlü bir
şekilde kullanmalarıyla yaşadığımız bu sosyal alanın daha yaşanabilecek şekilde
el ele vereceğiz."
"Suç haritası çıkardık"
"Asayiş bizim için önemli bir kalem" diyen
Ergüder, açıklamasına şöyle devam etti:
"Çünkü günlük yaşantımız içerisinde her daim
bizim karşı karşıya olduğumuz gerek herhangi bir suçla normal bir ihtiyaç
duyduğumuz bir alanda karşılaştığımız arkadaşlarımız var. Adıyaman'da ilk
göreve başladığımda bir şeyler söyledim. Bizler bir yerde göreve başladığımızda
önceden oradaki durumu bir ortaya koyarız. Buraya geldiğimiz zaman bütün
suçları tek kalemde örnek vermek gerekirse evde hırsızlık suçunda,
dolandırıcılık buna benzer olaylarda bir suç haritası çıkarız. Bu suçlar daha
çok nerelerde oluyor. Hangi zaman dilimlerinde oluyor. Faili yakalananların yaş
durumu nedir, eğitim durumları nedir bütün bunların hepsi onlarca kalemle
beraber bir haritada işlenir."
"Adıyaman huzurun ve barışın başkenti"
Ergüder, Adıyaman'ın huzurun ve barışın başkenti olan
bir şehir olduğunu vurgulayarak, "Rakamlara baktığım da ilk zamanlarda
garipsemeler oldu açıkçası. Bizden önce çalışan diğer müdürümüz sağ olsun 3 yıl
burada çalıştı ve bayrağını bize teslim etti. Bizim hedefimiz ve amacımız ne?
Bize teslim ettiği bayrağı daha yükseklere taşımak. Bizde daha güzel şeyler
nasıl yaparız diye onun analizi ve çalışmasını yaptık. Baktığımızda sahada çok
fazla polisimiz yok. Bir caddede hem trafik , asayiş ve sivil polisimiz çok
daha fazla olabilir mi evet olabilir. Dolayısı ile bir görev planlaması
çıkarttık tüm birimlerimiz ile biz yüzde 20 veya yüzde 25 civarındaki içerlerde
çalışan bürolarda çalışan arkadaşlarımızı, sahada görevlendirdik. Hatta bazı
kardeşlerimiz şunu söylediler Adıyaman’da bu kadar polis var mıydı. Evet vardı
tabi bunları söylerken kimseyi suçlama anlamında söylemiyorum. Bu noktaya nasıl
geldik onu söylemek istiyorum. Yüzde 20 veya yüzde 25 civarındaki bu
personelimizi sahada görünür şekilde sayılarını arttırdık." diye ifade
etti.
Saha da ekipten herkese ulaşmaları adına talimat
verdiğini aktaran Ergüder, "Bunun dışında arkadaşlarımızı söyle bir
talimatımız oldu. Dedik ki çekinmeyin her vatandaşlarımıza dokunun boyacı,
seyyar satıcı, zengin, fakir küçük, büyük ayrımı yapmayın dokunun bunlar bizim
insanımız bu insanlar bizim buradaki varlık sebebimiz herkese ulaşmaya çalışın,
anlamında ifadelerimiz oldu. Bu bize sahada bize artı olarak dönmeye başladı"
dedi.
"En güzel desteği halktan aldılar"
Ergüder, bu değişikliğe tabi olan personellerin sahada
çalışmaktan serzenişlerde bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"İlk zamanlarda doğal olarak şimdi uzun zamandır
aynı büroda çalışan arkadaşlarımız bir anda kendini sahada gördü. Dedi ki ben
neden sahaya çıkıyorum? Ne güzel ben burada işimi yapıyordum. Bir örnek vereyim
bizim bir birimimizde 7 personelimiz var bir iş planlaması yapıyorsun analizini
yapıyorsunuz. Buradaki işi kaç personel ile yapabilirsiniz bakıyorsunuz üç
personel ile yapabiliyorsunuz. Bakıyoruz 4 kişi fazla burada o zaman sahaya
çıkmanız gerekiyor diyoruz. Böyle bir yol çizdik kendinize tabi
arkadaşlarımızın bunların içerisinde yaptıkları en güzel şey müthiş bir azim ve
gayretle sahada baskılama ve suçluların üzerine gittiler.
Tabi giderken en güzel desteği ise Adıyaman halkından
aldılar. Bizim en büyük özelliğimiz biz, siz diye değil hepimizi biz olarak
görüyoruz. Emniyeti ve asayişi sağlanmasını suçlar ile mücadeleyi hep birlikte
yapmayı ve yapabilmeyi her daim düşünsel olarak arzuladık ve bunu da
gerçekleştiriyoruz. Tabi işimizi ibadet aşkı ile yapmaya çalışıyoruz. Ne
yaparsanız yapın yaptığınız işte hesap vereceksiniz, bu dünya içinde geçerli
öbür dünya içinde geçerli bende olaylara öyle bakıyorum."
Sultanım biz seni uyanık bilirdik
"Bir vatandaşımızın büyüğümüzün veya küçüğümüzün
evine hırsız girdiği zaman belki onun kadar rahatsız olmuyorum ama vicdanım
sızlıyor" diyen Ergüder, ders niteliğinde bir hikayeyi paylaştı.
Ergüder, "Yaşlı bir teyzemiz bir gün bir dilekçe
yazıyor sarayın kapısına geliyor 'ben sultanla görüşmek istiyorum' diyor. Tabi
sarayın kapısında ki neferler bu ihtiyar teyze nedir? Teyzem senin ne işin olur
sultanla diyorlar. Teyze, 'şikayetçiyim'. Teyzem kararını vermiş ısrarlı illa
ki görüşecek artık kapıdaki neferler içeriye haber salıyorlar. Sultanda diyor
ki çağırın da bakalım, gelsin tabi. Sultan makamında koltuğunda oturuyor teyzem
karşısında buyur diyor sorunun nedir? Ben yaşlı bir insanım gördüğün gibi
geçimimi ırgatlık yaparak gündüzleri tarlalarda başkalarına yardıma giderek o
şekilde sağlıyorum. Yaz sıcak gün boyu çalıştım, evime geldim sonrasında
yemeğimi yedim, çok da aşırı yorgundum. Kapı da pencerelerde açıktı, yemeğimi
yedikten sonra olduğum yerde uyuyakalmışım. Sabah kalktığımda bir baktım ki
kap, kaşık ne varsa hepsi alınmış gitmiş. Çok yorgundum ben bilsem penceremi de
kapatırdım. Sultan da, tabi bu kadar yorgun olursan kapını pencereni de
kapatmazsın tabi ki evine hırsız girer diyor. İşte orda o yaşlı teyze tarihi
bir ders veriyor diyor ki 'sultanım biz seni uyanık bilirdik' diyor.
Bu kısadan hisseyle tabi kimse penceresini kapısını
açsın demiyoruz buna teşvik de etmiyoruz. Yine biz tedbirlerimizi alacağız ama
şunu ifade etmek istiyorum; biz yaptığımız işte mağdur olan vatandaşımızın da
vebalini bizlere ait olduğunu da biliyoruz. “ifadelerini kullandı.
İlk Yorumu Yap