Bizim Derdimiz Fakir Fukaranın Yanında Yer Almak
Konuşmasında ayrımcılığa, bölücülüğe, bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçiliğe karşı olduklarını belirten Erdoğan, tüm insanları aynı şekilde sevdiklerini, bunun için de bir sürecin içinde olduklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Nedir bu süreç? Bu süreç bir çözüm sürecidir. Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok. Bizim milliyetçilik anlayışımızda ne var biliyor musun? Vatanseverlik var, insan severlik var. Fakirin, fukaranın, garip gurebanın yanında yer almak var. Ve şu güzel ülkemizi, dünya ülkeleri arasında ilk 10'un içerisine sokmak var. Bizim derdimiz bu.''
Hedeflerine ulaşmak için eğitim, sağlık, adalet, emniyet gibi alanlarda çalıştıklarını, Türkiye'yi bunun üzerine inşa ettiklerini söyleyen Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin 26 noktasına hizmet veren havayollarının bugün bu sayıyı 50'ye çıkardığını belirtti.
Eskiden Mardin'den İstanbul'a karayoluyla yaklaşık 30 saatte gidilebildiğini hatırlatan Erdoğan, şimdi bu ''çile yolculuğu''nu havayolu sayesinde 1 saat 45 dakika gibi bir süreye indiğini kaydetti.
''Benim insanım buna layık değil miydi? Layıktı. Niye bunlar yapılmadı? Çünkü mesele ufuk meselesi'' diyen Erdoğan, kimin insanını sevdiğinin, insanına hizmetkâr olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
“SİLAHLAR SUSSUN, FİKİRLER, SİYASET KONUŞSUN DİYECEĞİZ”
Mardin-Midyat-Kızıltepe arasındaki tüm yolların asfalta dönüştüğünü, okulların her geçen gün modernleştiğini, bütün bu gelişmelerin artarak süreceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Artık okullarımıza akıllı tahtalar gelmeye başladı. Tablet bilgisayarlar gelmeye başladı. Yavrularımız artık kitap yüklü çantalarla değil, elinde kitabı içine yerleştirilmiş tabletiyle gelecek. Onunla dersine girecek, dersinden çıkacak. Ama hep beraber teröre karşı çok mücadele edeceğiz, çok mücadele vereceğiz. Ben inanıyorum ki benim Midyatlı kardeşim cesur, cesaret sahibi.
Birileri 'kepenkleri indirin' dediği zaman o kepenklerini indirmeyecek. 'Kusura bakmayın. Siz başka yerlere gidin' diyecek. 'Bizim gönül kapılarımızı, gönül kepenklerimizi kimse indiremeyecek' diyecek. Dikkat edin, terör örgütü özellikle son zamanlarda eğitim kurumlarını, okulları, dershaneleri, yurtları hedef alıyor. Molotoflarla, taşlarla, bombalarla okulları yakıyor, yıkıyor, hatta öğrencileri hedef alıyor, öğrencileri katlediyor. Çünkü bu bölgenin insanının okumasını, yetişmesini istemiyorlar.
Bu bölge insanının yoksulluktan, işsizlikten kurtulmasını istemiyorlar. Kanlarını akıttıkları, ölmeye ve öldürmeye programladıkları gençlerin tükenmesini istemiyorlar. İşte buna artık hep birlikte, Midyat'tan bugün Türkiye'ye sesleniyorum, hep birlikte dur diyeceğiz. Dur. Hep birlikte silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset konuşsun diyeceğiz. Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizde, bir çözüm süreci içerisinde bir evreye girdik. Silahların susması, silahların artık gömülmesi, kendi ayaklarının üzerinde duran, kendi iradesi ile hareket edebilen siyasete fırsat tanınması için bir çözüm süreci başlattık. Sizler, benim sevgili Midyatlı kardeşlerim, arkamızda durduğunuz sürece biz bu meselenin üzerine kararlılıkla gidiyoruz ve gideceğiz. Sizlerin hayır duası bizimle olduğu müddetçe biz, Allah'ın izniyle bu meseleyi çözeceğiz ve çözüyoruz.''
“ARTIK, İNKÂR, RET, ASİMİLASYON POLİTİKALARI YOK”
Haklar, hürriyetler, özgürlükler konusunda hiçbir sıkıntılarının olmadığını, bugüne kadar yaptıkları uygulamalarla da bunu gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, hakları ve özgürlükleri sadece belirli bir kesime vermediklerini, belirli bir kesime uygulamadıklarını, batı hangi hakları alıyorsa, doğu ve güneydoğu da aynı hakları alacak dediklerini vurguladı.
Erdoğan, 10 yıl önce Yüksekova'ya, Cizre'ye, Iğdır'a havaalanı yapılmasının kimsenin hayal bile etmediği hizmetler olduğuna işaret ederek, iktidarlarının bu ve benzeri hizmetleri gerçekleştirdiğini anlattı.
Kentleri bölünmüş yollarla bağladıklarını, çünkü yolun medeniyet demek olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Medeniyetin artık bu ülkede hâkim olduğunu görüyoruz. 780 bin kilometrekare vatan toprağının her karışında aynı hakların, aynı özgürlüklerin hâkim olması için çalışıyoruz. Artık, inkâr politikaları yok, ret politikaları yok, artık asimilasyon politikaları yok. Bunların hepsi ayaklarımızın altında. Kürt'ü de Arap'ı da Türk'ü de Laz'ı da Çerkez'i de Gürcü'sü de hepsi benim kardeşim. Biz imtiyazları yıka yıka bu ülkede demokrasiyi güçlendirdik, kökleştirdik.''
“ONLAR İPE UN SERİYOR”
''Bugün önümüzde duran sorunların çözümü yeni imtiyazlar üretmekten geçmiyor'' diyen Başbakan Erdoğan, tam tersine hakların ve özgürlüklerin herkes için hayata geçirildiğinde sorunların gerçek anlamda ve kalıcı şekilde çözülmüş olacağını söyledi.
Yeni anayasayı, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni bunun için önemsediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''Yeni anayasa deniyor. Yeni anayasayı isteyen biziz. Diğerleri istiyor mu? Hayır. Onlar ipe un seriyor. CHP diyor ki 'Bunun sınırı olmaz ne zaman biterse.' MHP, '23 Nisan güzel bir gün. 23 Nisan'a kadar bitirelim' diyor. 'Eyvallah' diyoruz, 23 Nisan fazla uzun bir süre değil. Ama BDP'ye bakıyorsun o da aynen CHP gibi konuşuyor, 'Süresi olmaz, ne zaman biterse' diyor. Böyle sulandırma olmaz. Eğer bir işi yapacaksan bunun başlangıcıyla bitişi belli olur. Bugün Arap Baharı'nda bile 6 ayda anayasa yapıyorlar. Bu kadar anayasalar yapmış, anayasalarda değişiklikler yapmış bir Türkiye hala darbe anayasalarıyla mı yönetilecek?
Biz samimi olduğumuzu daha başta gösterdik. Bizim 325 milletvekilimiz var, biz 325 milletvekiliyle Anayasa Uzlaşma Komitesi'nde üç kişiyle temsil ediliyoruz. Bizim dışımızdaki üç partinin 215 milletvekili var, 9 üyeyle temsil ediliyor. Bakın 325 milletvekilimiz var üç üyeyle temsil ediliyoruz, 215 milletvekilleri var 9 üyeyle temsil ediliyor. Biz buna bile 'Eyvallah' dedik; niye? Yeni anayasayı yapalım diye. Hala kalkıp faturayı bize kesmek istiyorlar, bunu kimse yemez. Parlamentodaki normal komisyon çalışmalarında milletvekili sayınız neyse ona göre üyeyle orada temsil edilirsiniz. Ama biz burada 'Yeter ki üzüm yiyelim' dedik, 'Bizim bağcı dövmekle işimiz yok' dedik. Şimdi Meclis Başkanımız 'Mart sonu' dedi. Mart sonuna kadar çalışıyoruz, çalışacağız. İnşallah hayırlı olur, inşallah bunu da bitiririz.''
Hedeflere ulaşmanın önündeki engelin terör olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Onu da çözdüğümüzde bu ülkenin, bu milletin önünde duracak hiçbir güç olamaz. Bunu başardığımızda Türkiye'yi 2023 hedeflerimize ulaştırmakla kalmaz çok daha ötesine de geçebiliriz. İşte o zaman Mardin'i bırakın Türkiye'yi, dünya çapında bir marka şehir haline gelmesinin önüne hiç kimse, hiçbir şey geçemez. Yeter ki bir olalım, beraber olalım, Midyat'taki hoşgörüyü, huzuru her yerde hâkim kılalım'' diye konuştu.
Törene Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Mardin ve çevre illerin milletvekilleri, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar katıldı.
Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra yerel mimariye göre restore edilmiş Belediye Kültür Evi'ni de gezdi.
Başbakan Erdoğan, yanına gelen kız çocuklarıyla da ilgilendi, onlarla fotoğraf çektirdi.
KIZILTEPE TOPLU AÇILIŞ TÖRENİ
Başbakan Erdoğan, Midyat programını müteakip Kızıltepe’ye geçerek şehir meydanında düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap etti.
Konuşmasında, ''Etnik milliyetçilik ayaklarımızın altındadır'' diyen Erdoğan, Türk'üyle, Kürt'üyle Arap'ıyla herkesi sevdiklerini ve bağırlarına bastıklarını vurguladı. Bu nedenle sürecin adının ''çözüm süreci'' olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Biz ret, inkâr, asimilasyon politikalarının ayaklarımızın altına aldık'' dedi.
''Her kim kendisini diğerlerinin üzerinde görüyorsa kibirleniyorsa diğerlerini küçümsüyorsa bilin ki o şeytanın izindedir'' değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizler aynı toprakların, aynı tarihin, aynı medeniyet evlatlarıyız. Bizler dedeleri aynı mezarlarda, aynı şehitliklerde yatan bir ecdadın torunlarıyız. Bizler, aynı kıbleye dönen, aynı duaları eden, minarelerimizden aynı ezanları dinleyen bir milletiz. Bizi bölmeye çalışanlar başka hesap içindedir. Husumet sadece ve sadece bizim ortak düşmanlarımızı sevindirir. Nefret, öfke, şiddet sadece bizim ortak düşmanlarımızı umutlandırır. Artık düşmanları sevindirmeyeceğiz, artık aramıza nifak sokmak isteyenleri, öfkenin ve nefretin dilini kullananları, gençlerin kanıyla beslenen savaş baronlarını sevindirmeyeceğiz. Biz kardeş olacağız. Biz bir olacağız, beraber olacağız ve düşman haset edecek ama biz sevinmeye, büyümeye devam edeceğiz. Türkiye'nin tamamında çok büyük bir umut atmosferi oluştu. İnanın bu kalabalık bugün bir şeyi haykırıyor; sizler umudu haykırırken, Rize'de de aynı umut haykırılıyor. Sizler burada ne kadar umutluysanız, İstanbul da o kadar umutlu, Ankara'da o kadar umutlu. Bu umudu heba etmeyelim. Bu süreci heba etmek isteyenlere fırsat tanımayalım. Düşmanı değil, artık anneleri, artık babaları, artık kadınları sevindirelim.''
“YÜREĞİMİZİ ORTAYA KOYALIM”
Tarihte olduğu gibi bugün de safların sık tutulmasını, güçlü, aydınlık bir geleceğe kardeşçe, birlikte yürünmesini isteyen Erdoğan, ''Silahların susması, sıkılı yumrukların açılması, fikirlerin ve siyasetin konuşması için yüreğimizi ortaya koyalım. Allah'ın izniyle, sizlerin hayır dualarıyla, hepimizin gayretiyle bu hayırlı niyet, hayırlı neticelere vasıl olacak. Allah yolumuzu açık etsin diyorum, Allah yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bir olalım, beraber olalım, iri olalım, diri olalım'' ifadelerini kullandı.
Tamamlanan eserler hakkında bilgi veren, bu yatırımlar zincirinin resmi açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, katkısı olanlara teşekkür etti.
''Biz hiçbir ilimize, ilçemize, hiçbir köyümüze ya da mezramıza oralarda aldığımız oya bakarak tavır belirleyen bir hükümet değiliz'' diyen Başbakan Erdoğan, hizmeti oy oranlarıyla ideolojilerle değerlendirmediklerini vurguladı.
Kendileri için 81 ilin, tüm ilçelerin ve köylerin bir olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
''Ancak ben şu anda Kızıltepeli kardeşlerime bir kardeşleri olarak özellikle seslenmek istiyorum. Kızıltepe'ye girerken, ilçe merkezine girerken buranın halini görünce, çöpleri görünce, yolların pisliğini görünce şunu kendi kendime sordum; 'benim Kızıltepeli kardeşim bu çöpler içinde yaşamaya mahkûm mu? Bu pislik içinde, bu kanalizasyonlar içinde yaşamaya mahkûm mu?' Önce buranın yerel yönetimi üzerine düşen görevi yapmak suretiyle bu kardeşlerimi bu pislikten temizlemeye mecburdur. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Merkezi yönetimler de yerel yönetimler de halkının hizmetkârı olmaya mecburdur. Efendi olmaya gayret edenlerle hizmetkâr olmaya gayret edenlerin arasını ayırmamız lazım.''
“BELEDİYECİLİK DEYİNCE AKLA İKTİDARIMIZ GELİR”
''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sözlerine ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz'' karşılığını veren Başbakan Erdoğan, ''İstanbul'un Fatih ilçesine hangi nazarla bakıyorsak Hakkâri’nin Yüksekova’sına da aynı nazarla bakarız'' diye konuştu. ''On yıl önce kim derdi ki Hakkâri’nin Yüksekova’sına, Şırnak'ın Cizre’sine bir havaalanı, Mardin'e bir havalimanı yapılacak'' ifadelerini kullanan Erdoğan, Mardin'de yapılacak havalimanının terminal binasının Kasım ayına kadar tamamlanmasının planlandığını söyledi.
Kızıltepe'ye yapılan yatırımlar hakkında da bilgi veren Erdoğan, ilçeye bundan sonra verilecek hizmetlerin altyapıya yönelik olacağını bildirdi.
Bu hizmetleri yerel yönetimlerin yapması için Mardin'in büyükşehir belediyesi yapıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Dolayısıyla biz Mardin'e, tüm ilçelerine daha farklı hizmetlerin gelmesini bekliyoruz. İşte bunun için belediyecilik deyince akla AK Parti iktidarı gelir. Belediyecilik deyince şu anda belediyecilikten gelmiş bir başbakanın bu ülkede olduğunu unutmayın. İstanbul'un büyükşehir belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz şu anda sizin hizmetkârınızdır'' dedi.
''76 milyon bizim için tek bir millettir, birdir, beraberdir, kardeştir'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu ilçeden şu partiye oy çıktı öyleyse hizmet gitmesin, öyleyse yatırım gitmesin, yol, okul, konut gitmesin. Bizim hizmet anlayışımızda bu hiçbir zaman olmadı. Değil mi ki insandır bizim nazarımızda kutsaldır. Değil mi ki insandır bizim için eşrefi mahlûkattır, yaratılmışların en şereflisidir. Değil mi ki insandır bizim nazarında, devletin nazarında o birinci sınıf vatandaştır. Çünkü biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz. 780 bin kilometrekarenin tamamına hizmet götürüyor, tamamına hizmet kazandırıyoruz. Biz birileri gibi ideolojiyi hizmetin önüne geçiren, ideoloji ile gözlerini kapatıp şehrini yokluğa, yoksulluğa, çamura, çöpe terk edenlerden değiliz.
Bu ülkenin vatandaşı her nerede olursa olsun, hangi inanca, etnik kökene, görüşe sahip olursa olsun insanca yaşamayı, insanca bir ortamda insanca bir belediyecilik anlayışıyla yaşamayı ziyadesiyle hak ediyor. Sizler çamuru, çöpü, sokaklardan akıp giden kanalizasyonu hak etmiyorsunuz. Sizler yoksulluğu, işsizliği, hele hele acıyı gözyaşını hiç ama hiç hak etmiyorsunuz.''
Erdoğan, Kızıltepe'nin çalışkan insanlarıyla zeki, umut dolu çocuklarıyla mutlu, huzurlu, güvenli bir yaşamı ve geleceği hak ettiğini ifade ederek, ilçenin terörle kanla gözyaşıyla değil yatırımlarıyla başarılarıyla sevinçleriyle öne çıkmayı hak ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Bizim el birliği yapıp, gönül birliği yapıp, kader birliği yapıp artık farklı bir Kızıltepe'yi inşa etmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindeki bakanlarla, yapımı tamamlanan eğitim kurumlarının açılışını yaptı. Erdoğan, daha sonra vatandaşların yanına giderek onları selamladı.
İlk Yorumu Yap