Üniversite’de Önlük Giyme Töreni Düzenlendi

Üniversite’de Önlük Giyme Töreni Düzenlendi

Adıyaman Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1. sınıf öğrencileri için mesleğe girişin ilk adımını simgeleyen önlük giyme töreni düzenlendi.

Merkezi Derslikler Binası Yunus Emre Konferans Salonu’nda düzenlenen önlük giyme töreni ile Adıyaman Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1. sınıfta eğitim gören 80 öğrenciye önlükleri giydirildi.

Törene, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Fatih Doğanoğlu, Prof. Dr. Cumhur Kırılmış, Genel Sekreter Esin Karayılan, Rektör Danışmanları Doç. Dr. Sayad Kocahan, Doç. Dr. İbrahim Hakan Bucak,  Doç. Dr. Aykut Dündar, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Koca, Adıyaman Eczacılar Odası Başkanı Kemal Taş, odaya bağlı üyeler, Üniversitemiz akademik ve idari çalışanları, öğrenciler ve öğrencilerin aileleri katıldı.

Eczacılık Fakültesi Dekanı Koca: “Önlük Sadece Beyaz Bir Bez Parçası Değil, Meslek Aidiyetinin Sembolüdür”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende günün anlam ve önemine dair açılış konuşmasını yapan Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Koca, konuşmasında eczacılık mesleğinin önemine değindi.

Koca, “Eczacılık Fakültesi 2011 yılında kurulduktan sonra 2015-2016 yılında eğitim sürecine başlamıştır. Fakültemizin tabi ki bazı ihtiyaçları vardır, ancak akademik kadromuz, öğrencilerimizi önemli hedeflere taşıyacak kabiliyettedir. Öğrencilerimiz bugün beyaz önlükle birlikte insanların sağlığını korumaya ve insanlığa faydalı olmaya yemin etmiş de sayılıyorlar. Önlük sadece beyaz bir bez parçası değil, meslek aidiyetinin, kişiliğinizin, karakter ve onurunuzun bir sembolüdür. Bu bağlamda yükünüz ağırdır. Elbisenizi yeniyken, şerefinizi gençken korumanızı temenni ederek sizleri geleceğe emanet ediyorum.” dedi.

Adıyaman Eczacılar Odası Başkanı Taş, “Eczacı Meslektaşlarımız Zor Günler Geçiriyor”

Adıyaman Eczacılar Odası Başkanı Kemal Taş ise, eczacılık mesleğinin geleceği konusunda bilgiler vererek, “Eczacılar sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Özellikle serbest eczane açma konusunda büyük sıkıntılarımız var. 2012 yılında çıkartılan bir yasa ile nüfusa dayalı eczane açılması söz konusu oldu. 2013’ten sonra fakültelere giden öğrencilerimiz sıralarını bekleyecek. Bu nedenle Eczacılık Bölümü okuyan öğrencilerimizin akademik kariyere de önem vermesi gerekiyor. Adıyaman Merkez’de 93 eczane var. Bunlardan 30’a yakın ayakta kalma mücadelesi veriyor. Eczacılık fakültelerinde kontenjan arttıkça sıkıntı büyüyor. Mevcut kontenjanlar düşürülmelidir. Böyle devam ederse 3 sene içerisinde 10 bin işsiz eczacımız olacak. Bunu göz önünde bulundurarak çalışmalar yürütmenizi rica ediyor, geleceğin güzel olmasını temenni ediyorum.” dedi.

Rektör Turgut: “Giyeceğiniz Önlüğü Şerefle Taşıyın”

Önlük giyme töreninde konuşan Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, giydirilen önlüğün ve mesleğin önemine değindi.

Turgut, “Ben Eczacılık mesleği konusunda karamsar konuşmayacağım. Çünkü, bir taraftan nüfus artarken diğer taraftan da ülkemiz hızla büyümeye devam ediyor. Bizler bir gün çekip gideceğiz, sizler bizlerin yerini dolduracaksınız. Adıyaman Üniversitesi olarak tıbbi ve aromatik bitkiler üretiyoruz. Belki de birileriniz tıbbi bitkilere ilgi duyarak bu alanda uzman olacak. Bir kısmınız ilaç molekülünü kendi geliştirirken bir kısmınız da kozmetiğe merak saracak ya da akademisyen olacak. Çok az bir kısmınız ise ticari işlerle uğraşacaktır. Bu durum tüm fakülteler için geçerlidir. Aslında eczacılar eski hekimlerdir. Doktor istediği kadar ilaç yazsın, eczacı “Bunu değil de bunu verelim.” diyebiliyordu. Eski eczacılar hakikaten bir doktor kadar bilgili insanlardı. Onlara, “şifacılar” denirdi. Bitkilerden ilaç üretirlerdi. Sizler de, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” parolasıyla farklı mecralara yönelebilir, üretim yapabilirsiniz. Bugün hayatımız boyunca onurla taşıyacağınız, insanların gıptayla baktığı o önlüğü giymek için burada toplandık. Bu önlüğün hakkını vermeniz gerekiyor. Bir hekim, “Elim kirlenir.” diyerek hastaya bakmazsa şerefinden, haysiyetinden ödün vermiş olur. Sizler de, “Bu ilaç yerine şu ilacı vereyim.” derseniz aynı duruma düşmüş olursunuz. Şunu belirtmek isterim ki; olacaksanız en iyisi olacaksınız, çıkacaksanız en yüksek dağa çıkacaksınız ve mutlaka bu hayatta hedef belirleyeceksiniz. Çünkü dünya küçüldü. On saatte Çin’e, on saatte Amerika’ya gidiyoruz. Kendilerinizi başkalarının silahıyla silahlandırmanız lazım. Nedir bu silah? Eğitimdir! Mutlaka bir yabancı dil öğrenin. Diliniz zayıf ise belli bir seviyeye getirin. Hedef olarak da sadece kariyerimizi değil, toplumun ihtiyaçlarını da öncelik olarak belirleyin. Zaten gerçek akademisyenlik ve vatanseverlik de bunu gerektirir.” şeklinde konuştu.

“Diken Battığı Yerden Çıkar”

Turgut konuşmasına, son günlerde dünya gündemini meşgul eden Koronavirüs ile ilgili açıklamalarda bulunarak devam etti.

Çin’in Wuhan kentinde baş gösteren Koronavirüs’ü 2003 yılında Hong Kong’da çıkan “Sars” ve 2013 yılında Suudi Arabistan’da çıkan “Mers” hastalıklarına benzeten Turgut, “ “Koronavirüs bir soğuk algınlığı hastalığıdır. 2003’te çıkan Sars ve 2013’te çıkan Mers gibi bir hastalıktır. Çin’in Wuhan kentinde hatırlanacağı gibi 1300’lü yıllarda tıpkı Koronavirüs gibi Veba Hastalığı da çıkmıştı. Ama unutmayalım ki Çiçek hastalığına karşı aşı da Çin’den bulunmuştu.  Yani diken battığı yerden çıkar derler. Mutlaka Koronavirüs’ün aşısını bulacaklardır.” dedi.

Konuşmaların ardından Adıyaman Üniversitesi Eczacılık Fakültesin 1. sınıfta eğitim gören 80 öğrenciye beyaz önlükleri giydirildi.

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap