Türkü Söylediğinde Dayak Yedi Sonunda Şöhret Oldu
Adıyaman'ın Kahta
ilçesinde hayata gözlerini açan 'Kahtalı Mıçe' olarak adını Türkiyeye duyuran
Mustafa Aslan, çocukluğunda Kahta ve çevresinde türkü söylemenin ayıp sayılması
nedeniyle aile büyüklerinden çok dayak yedi, pes etmedi, ünlü oldu.
50 yıllık sanat
hayatında sadece sanatını icra eden magazin nedir bilmeyen Kahtalı Mıçe bu süre
zarfında çok çileler çektiğini anlattı.
Çocukken yörede türkü
söylemenin ayıplanmasından dolayı her söylediği türkü için aile büyüklerinden
baskı görüp dayak yedi. Bazen çok para kazandı, bazen de harçlıksız bile kaldı.
Kürtçe politik olmayan bir türkü söylediği için gözaltına alındı, hapis yattı.
Doğduğu yer olan
Kahta'yı çok sevdiğini söyleyen Mıçe, macera dolu yaşantısını şöyle anlattı:
"1953 yılında
Kahta'da doğdum. O zaman her aile gibi biz de yoksul bir aileydik. Nuri
Sesigüzel hayranıydım. Onun türkülerini ezberlemiştim. Ahmet Sezgin, Mahsuni
Şerif ve Sami Kasap gibi sanatçıların türkülerini söylerdim. İlkokula gittiğim
zaman öğretmenler ve arkadaşlar türkü söylemem için ısrar ediyorlardı. Oysa ki
ailem bana türkü söylemeyi yasaklamıştı. Onlara göre türkü söylemek ailenin şan
ve şerefine göre değildi, çok ayıp bir şeydi. Ama ben o kadar dayak yememe
rağmen türkü söylemekten vaz geçmedim. Bu güne kadar söyledim. Son nefesime
kadar da söylemeye devam edeceğim." dedi.
"SANATI,
SANAT İÇİN YAPTIM"
Günümüzün bazı
sanatçılarına da seslenen Mıçe, sanatlarını icra ederken haklarından fazla
almalarına karşı olduğunu söyledi.
Mıçe, "Ben bu güne
kadar sanatı hep sanat olarak yaptım ticaret olarak yapmadım. Çağrıldığım
yerlerde sazcıların parasını bile çoğu zaman ben verdim. Türkü söylemek bizim
ekmek teknemizdir. Israrla söylüyorum ben sanatı sanat için yaptım. Vallahi de
billahi de aklıma başka bir şey gelmedi. Sanatı ticarete döken sanatçılar var.
Gittikleri konserlerde, toplantılarda düğünlerde haklarını alsınlar ama bunu
paraya döküp iki misli para alınmasına taraf değilim. Bu benim fikrim
başkasının işine karışmam. Dost geliyor, ahbap geliyor. Çoğu yere para almadan
gidiyoruz. 'Yabancı değil, bizim adamımız' deyip geçenler oluyor. Tamam da
kardaş bizim ekmeğimiz bu. Ekmeğimizi buradan çıkarıyoruz. Ben de yapım gereği
hakkımı isteyemiyorum. Bu nedenle maddi olarak 50 yılda hiç bir birikimim
olmadı. Kazandığım para ile 2 kızım ve 2 oğlum var. Çocuklarımı okutup
evlendirdim. Elimden gelen buydu. Bunun dışında bir birikimim olmadı."
MIÇE
ŞİMDİ NE YAPIYOR?
İstanbul'da yaşadığını
ifade eden Mıçe, yazları memleketi Kahta'ya geldiğini belirterek, "Burada
eş, dost, akraba ve çocukluk arkadaşlarımla hasret gideriyorum. Kışın İstanbul
ve Antalya'dayım. Memleketimi çok seviyorum. Türkülerimde Adıyaman, Kahta ve
Nemrut'a yer veririm.Dinleyicilerim şiir okumamı çok isterler. Ben de her kasetimde
mutlaka şiir okurum. Klasik müzik bile okurum. Kasik bile okurum. Sanat müziği
de okurum. Nemrut dünyanın 8. harikasıdır. Türkülerimde Adıyaman'ı, Kahtayı ve
Nemrutu ön plana çıkardım. Memleketimin tanıtımını yapmaktan gurur duyuyorum.
Devam da edeceğim."diye konuştu.
"HAYRANLARINDAN
DESTEK İSTEDİ"
Sanatçıya verilecek en
büyük desteğin sahne aldığı yerlerde sevenlerinin yanında görmekle olacağını
kaydeden Mıçe, "Bunu istiyorum. Sanatçı kimliğimle elimden geleni
yapıyorum. Bir sanatçının en büyük desteği sanatçıya sahip çıkmaktır. Buradan
eş, dost arkadaş, akrabalarıma selam gönderiyorum." dedi.
KÜRTÇE
ŞARKI SÖYLEDİ HAPİS YATTI, SÜRGÜN EDİLDİ
Çocukken ailesiyle
birlikte tarlada ırgatlık yapan Mıçe,15 yaşında düğünlerde türkü söylemeye
başladı.
1970'li yıllarda bir
düğünde söylediği bi Kürtçe türlü yüzünden beden terbiyesindeki işinden oldu.
Gözaltına alındı. Hapis yattı. Sürgün edildi. Eşi ve 4 çocuğuyla beraber
sırasıyla Gaziantep, İstanbul, Şanlıurfa ve Kahta'da yaşadı. İki filmde rol
aldı. Dilberay ile bir filmde oynadı. Beynelmilel filminde ve bazı dizilerde
oynadı. Otuzun üzerinde albüm çıkardı.
Albümlerinden bazıları:
"Gurbet kuşu, siz gidin biz geloğ, tık dedi, usta ile çırak, damımıza kar
yağdı, dilek dağı."
İlk Yorumu Yap