Tıp Bayramında ?Paralel? Gerginliği Yaşandı

Tıp Bayramında ?Paralel? Gerginliği Yaşandı


Adıyaman?da, tıp bayramı kutlamaları kapsamında Adıyaman Üniversitesi Rektörü Mustafa Talha Gönüllü ile yerel gazete sahibi Abuzer Demir arasında üniversiteyi yönetememe ve ?paralel? gerginliği yaşandı.


14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Antiochos Otel toplantı salonunda Adıyaman Tabipler Odası tarafından düzenlenen kokteyle Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, Adıyaman Üniversite Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Emniyet Müdürü Fikret Salmaner?in yanı sıra sağlık çalışanları katıldı.


Vali Mahmut Demirtaş, yaptığı konuşmada, demokrasının en güzel yanlarından birinin karşılıklı olarak konuşma ve tartışma olduğunu söyledi.


Sağlık alanında verilen hizmetlerde bir hata ve noksanlık olması durumunda bunu hep birlikte gidereceklerini belirten Vali Demirtaş, ?Tartışmadan, konuşmadan problemlerimizi çözemeyiz. Nasıl ki, sağlık hizmeti verilirken hastaya memnuniyeti soruluyorsa, hastane yönetimlerinin de doktorlarla görüşerek memnuniyetlerini sormaları ve varsa sıkıntılarını paylaşmaları gerekmektedir? dedi.


İnsanların karşılıklı konuştukları sürece kendilerini geliştirip yenileyebileceklerini ifade eden Vali Demirtaş, şöyle devam etti:


?Kapımızı kapatarak, yerimizde oturarak hiç bir sorunu çözemeyiz. Hepimiz yaptığımız görevi vatandaş memnuniyetini gözeterek yapalım Sağlık Sektörü dinamik bir yapı olduğu için insanlarımızın talepleri sürekli artıyor. İnsanların tercihi ve talepleri sürekli değişiyor. Onun için sağlıkta zaman zaman bazı problemlerle karşı karşıya kalınmasını normal karşılamak lazım?


? 400 yataklı hastane Nisan ayında açılıyor


Bundan 12 yıl önce Adıyaman?a gelen kamu yatırım miktarı 10 milyon lira olduğunu kaydeden Demirtaş, bu gün ise bu yatırımların miktarının 240 milyon liranın üzerine çıktığını dile getirdi.


Üniversiteye gelen yatırımlarla birlikte sağlık yatırımlarının 330 milyon civarından olduğunu vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu:


?Gelen bu ödeneği vatandaşlarımıza daha kaliteli bir sağlık hizmetinin sunulması için harcadık. Daha önce Adıyaman?da bir tane 112 Acil Sağlık İstasyonu var iken, bugün 24 tane acil sağlık hizmeti istasyonumuz bulunmaktadır. Şu anda 5-10 dakika içerisinde hastalarımıza ulaşıyoruz. 12 yıl önce acil sağlık hizmetlerinde kullanılmak üzere Adıyaman?da 3 tane ambulans mevcut iken, bugün bu sayıyı 55?e yükselttik. Sağlık hizmetlerinin daha nezih bir ortamda sunulması amacıyla şu anda iç donanımı devam eden 400 Yataklı Hastanemizi Nisan sonunda hizmete sunacağız. Kısacası ilimizde sağlıkta, kalite her geçen gün artmakta ve ülkemiz standartları yakalanmaktadır. Bu vesile bütün sağlık çalışanlarımızın bu mutlu gününü kutluyorum?


Adıyaman Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali ihsan Gündoğdu ise Tıp bayramını kutladıkları güne buruk girdiklerini sebeninin ise sağlık çalışanlarının mutlu olmaması olarak ifade etti.


Sağlık çalışanlarının özlük haklarının büyük sorunlar yaşandığına vurgu yapan Gündoğdu, ?Özlük haklarımızda meydana gelen erozyonlar, esnek çalışma, performans, döner sermaye baskısı, özellerde ciro baskısı, emeklilik kaygısı yetmezmiş gibi her gün şiddete maruz kalıyoruz. Bugün Bayram ama kaygılarımız umutlarımızın önüne geçiyor. Bir sivil toplum örgütü olarak ülkemizde bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmelere duyarsız kalamıyoruz. Hele bu sorunlar toplum sağlığını tehdit ediyorsa tarafı olmak zorundayız? diye konuştu.


Hekimler için en önemli toplum sağlığı sorununun savaşlar olduğunu dile getiren Gündoğdu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

?Bugün komşumuz da  bir iç savaş var. Ülke yerle bir olmuş. Savaştan kaçan milyonlarca mülteci başta ülkemiz olmak üzere komşu ülkelere sığınmıştır. Barınma, beslenme, hijyen başta olmak üzere her türlü sağlık problemini bulaşıcı hastalık riskini beraberinde üreten bir ortam ile karşı karşıyayız.  Özveri ile başarılı bir şekilde yok ettiğimiz birçok bulaşıcı hastalık tekrar hortlamaya başladı. İlimiz on binlerce mülteciyi çadır kentte misafir etmektedir. Asıl büyük sorun ise Kobani den gelenler başta olmak üzere, kendi imkânları ile ilimize gelip dağınık yerleşim gösteren mültecilerdir. Bir çoğu kayıt altında olmayan ve çoğunluğu çocuk ve kadınların oluşturduğu bu mültecilere devlet ve sivil toplum olarak sahip çıkmalıyız. Bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere koruyucu sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusunda her türlü işbirliğine hazırız. Halk Sağlığı müdürlüğümüzle yaptığımız görüşmelerde özellikle gebe ve bebek aşı ve izlemleri konusunda ki işbirliğine açık yaklaşımlarına teşekkür ediyoruz?


Adıyaman Tabipler Odası üyesi ve Köşe Yazarı Abuzer Demir de Adıyaman?da 300?ün üstünde hekimin görev yaptığını ancak birçok hekimin birbirini tanımadığını ifade etti.


Hekimlerin bır kısmının şeyh, tarikat, türbe ziyaretinde bir kısmının ise döner sermayeden ne kadar para alacağının hesabını yatığını iddia eden Demir, ?Ellerinde hesap makinesi bir kısmı dünyayı bırakmış ahiret  için çalışıyor.  Böyle bir hekim camiası var ve bu hekim camiasında kimse kimseyi tanımıyor, kimse kimseyi bilmiyor. Ben hastane bahcesinde karşılaştığım kişiler acaba bu hasta mı, hekim mi, buna selam verimi vereyim mi diye tereddüt geçirdiğim çok oluyor. Böyle bir durum içerisindeyiz, dolayısı ile sağlık çalışanları arasında ciddi bir yabancılaşma ciddi bir ayrışma ciddi bir sıkıntı var? dedi.


Sağlık sendikalarını da eleştiren Demir, sağlık sendikalarının her birinin bir partiye sırtını dayadığını, partilerin iş yeri temsilcisi gibi davrandığını, hatta bazı sendikaların sırtını hükümete dayandırdığını ve bu sendikanın ağalık yaparak tayin işlerine müdahale ettiğini, bu durumun içler acısı bir durum haline geldiğini ileri sürdü.


Taşeron işçilerin durumuna da değinen Demir, Türkiye?de yaklaşık 1 buçuk milyon kişinin taşeron işçi statüsünde çalıştığını söyledi.


Adıyaman?daki hastanelerde de bir çok görevde taşeron işçilerin çalıştırıldığını vurgulayan Demir, şöyle devam etti:


?Bizim hastanede yemek pişiren taşeron, hastayı karşılayan taşeron, sekreterliği yapan taşeron işçisi, temizliği yapan onlar, güvenliği yapan onlar ben hastane için söylüyorum hastane kadrosunun yüzde 80?ni taşeron işçileri hepsi köle gibiler, hiç kimse itiraz edemiyorlar iş güvenceleri yöneticilerin iki dudağı arasında ve kimseye seslerini duyuramıyorlar, basına beyanat veremiyorlar, onlar adına biz söz söyleyeceğiz diye ortaya çıkanlarda yöneticilere yağ yakıyorlar. İşte şu yönetici şukadar iyi bu yönetici bukadar iyi gibi yerlerini sağlamlaştırma cabası içerisindeler taşeron işçilerinin sorunlarına ifade edememesi onların kendilerini ifade edememeleride Türkiye?ninde Adıyaman?ında çok ciddi sorunu her hangibi bir yakınınız taşeron işcisimi bilmiyorum ama 5 dakika yerlerinden ayrılamıyorlar. Adıyaman devlet hastanesinde bir taşeron oraya girip çıkıyor. Bir şeyler yazıyor bende dedim sen ne yapıyorsun. Bana görev verdiler ben gelen hekimlerin kaçta geldiklerini kaçta işe başladıklarını yazıyorum. Muhbirlik yapıyorlar. Ben dedim doğru bir şey mi oda bana göre doğru dedi. Ben dedim peki sen mi yapıyorsun hep dedim hayır dedi biz deşifre olunca bizi değiştiriyorlar dedi. Böyle bir sistem var. Taşeron işçilere görev vermişler salonda duruyor kim kaçta geldi. Kim ne zaman geldi ismini yazıyor böyle karanlık şeyler oluyor. Bütün hekimler bunu biliyor mu bilmiyorum herkesin çetelesini tutuyorlar. Bu yenimi oldu hayır eskidende vardı. Bu taşeron işçilerin durumu böyle itiraz hakları yok güvenceleri yok bunları insan yerine koyan yok. Bunların sorunlarına yetkililer siyasiler bunları bu halde bırakırlarsa büyük bir vebal altındalar?


Demir, hastanenin bahçesinde ve polikliniklerde dilencilerin dilendiğini dile getirdi.


-Tıp Fakültesi Veterinerlik fakültesi mi


Konuşmasında Üniversitedeki çalışmalara yer veren Demir, Üniversitenin irtifa kaybettiğini savundu.


Adıyaman Üniversitesinde TÜBİTAK teşviki alan hiçbir araştırmacının bulunmadığını ileri süren Demir, şöyle konuştu:


?Adıyaman Tıp Fakültesini veteriner fakültesine dönüştürseler daha iyi olur. Çünkü öğretim üyelerinden yarısı veteriner ben olsam Tıp Fakültesini durdururum bir süre yerine Veteriner Fakültesini kurarım çünkü öğretim üyelerde hazır her üniversitede bazen temel tıpta veterinerler olabiliyor ama bu Adıyaman?da abartıldı. Birçok bölümün başında veteriner var, özellikle temel tıpta var. Özellikle son zamanlarda rektörüm sayın rektörüm basına girdi biliyorsunuz sayın rektör üniversite rektörlüğüne paralelci şeyden geldi, kontenjandan geldi. Adam hükümet paralelciler ile çarpışınca şimdi öyle olmadığının ispatı içinde tabi bunu ancak basın aracılığı ile yapabilir yeni bir gazetede finanse etmeye başladı buda garip bir şey nasıl olacak bilmiyorum?


Adıyaman Sağlık İl Müdürü Mehmet Emin Taş ise şunları kaydetti:


?Bugün baymamamız bugün ki programda serbest kürsü iyi oldu farklı görüşlerin ortaya konulduğu eleştirel bakış acısının getirildiği bir ortamda ben inanıyorum ki çıktıları güzel olur. Burada hepimiz kendimize düşen dersi alır ona göre yol haritamızı çizeriz tabi tıp mesleği özveridir, İnsanı sevmektir fedakarlıktır sorumluluğu ağır olan bir meslektir çünkü merkezinde insan var insana hürmet var insanın bizzat kendisine hizmet var bu mesleği icra eden tüm sağlık personelinin ne yazık ki zaman zaman muhatap olduğu hiçte istemediğimiz davranış şekilleri ile rencide edildiği durumları yaşıyoruz.?


Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü ise ?Bu gün güzel bir gün 14 Mart Tıp Bayramını kutluyoruz. Bu bayramın tarafı sadece sağlıkçılar değil tabi ki etkilenecek olan halkımız da taraftır. Bu bakımdan tüm milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Üniversitesi devraldığım sırada yeni bir tazikle karşılaştım. Tabi önümüzde bitmiş diye bir hastane vardı. Ödemeleri yapılmış ama iç işleri bitmeyen bir hastane? bir çok fiziki problemleri olan bir hastane. Bunu hazır hale getirmek için iç işlemler de yapmak gecikiyordu, işlem de yaptık. Allah?a şükür yaptık. Tabi donanımını da yapmak gerekiyordu onu da yaptık. Ama tabi bir hastaneyi açmak için en önemli olması gereken insan kaynağı. Bunun için akademisyen lazım sağlık çalışanları lazım, diğer sağlık çalışanları lazım. Bunları tedarik etmek hem zaman isteyen hem de bütçe isteyen işlerdi. Sanırsam bunlar çoğu kere anlaşılmadığı için ve bunları anlatmak için zaman harcama gereği duyduk. Bunu çoğu kere anlattık ama bunu anlaması gerekenler çoğu kere anlamadılar ya da anlamamazlıktan geldiler. Biz her şeyle bu şekilde uğraşırken neticede sağlık bakanlığı ile beraber bu hastaneyi açmak durumunda kaldık. Bu açılan hastane fiziken de ruhsat alınması da mümkün olmayan bir bina idi?


Gönüllü, şöyle devam etti:


?Sağlık bakanlığı ile biz afili olmasaydık bu da bizim için artı bir değerdi, O günkü sağlık bakanının destekleriyle biz hastanemizi açtık. Aksi halde biz o hastaneyi de açamazdık, bu gün de açamazdık, yarın da açamayız. Çünkü halen davam eden bir sürü sıkıntılar var. Burada her şeyi ifade etmek istemiyorum. Bunları yaptıktan sonra tabi her insanın bulunduğu pozisyonda kendine göre bir düşüncesi var, kendine göre niyeti var, düşünceleri var. Bu niyetlerine göre pozisyonlarını aldılar ve icraatlarını yaptılar. İşimizi engellemeye çalıştılar, yürümemizi engellemeye çalıştılar. Bir şekilde burada halk falan düşünülmüyordu. Halkı, milleti Adıyaman?ı düşünen yoktu. Kimi düşünüyorlardı, başarısızlık olsun daha ne olursa olsun. Onun için ellerinden geleni yaptılar. Doğru bir şey söylediğim zaman ise yanımızda kimse olmadı. Allah?ın bir kulu gelip benimle beraber bunları ifade etmedi. Öğrencilere almamız gerekirken aynı şekilde şeylerle karşılaştık. Halen bu gün uzantılarıyla karşılaşıyoruz. Halen üniversitemizin, Sağlık il müdürlüğümüzün aldığı başarılı yolları yok gibi sanıp geleceğimize, önümüze bakmamız gerektirecek konuşmaları hiç burada görmedik. Halen konuşamadık. 600 bin insan var burada, diğer insanın bulunduğu pozisyonda kendine göre bir düşüncesi var, kendine göre niyeti var, düşünceleri var, bu niyete göre kendi pozisyonlarını aldılar konuşmalarını ve icraatlarını her zaman yaptılar. İşimizi engellemeye çalıştılar, yürümemizi engellemeye bir şekilde gayret ettiler. Nedeni burada halk falan düşünülmüyordu, halkı Adıyaman?ı düşünen insan yoktu, kimi düşünüyorlardı başarısızlık, olsun ne olursa olsun bunun için ellerinden geleni yaptılar, doğru şeyler söylediğimiz zaman bizim yanımızda hiç kimse olmadı. Bir Allah?ın kulu gelip benimle beraber bunları ifade edip, gelip konuşmadı. Açık açık söyleyim bir insan olmadı. Veterinerlikten, Biyolojiden, Kimyadan, Fizikten, birçok hoca bulunur bugüne kadar Tıp Fakültelerinden mezun olmuş kişilerin hepsi Anatomiyi çoğunlukla Veterinerlerden, Biyologlardan görmüşler. Yani şimdi burada Veteriner söylerken Biyolog neden söylenmiyor? Bunlar farklı bir şey mi gördüler. Burada neden her şeyi abartıyoruz, karıştırıyoruz. Şu birkaç ay içerisinde 60 tane proje başvurusu var. Benim paralelle falan alakam yok kardeşim, hiçbir zaman aralarına girmedim, ben herkese yakınım, dindar bir insanım, Allaha şükür Müslüman?ın, insanlara saygım var, ateiste olsa dinsizde olsa hangi dinden de olsa ben gün görmemiş dünya görmemiş bir insan değilim. Siz gidin kendinizi geliştirin, biraz insan olun, insanlara saygı gösterin, bulmuşsunuz bir yerler sırtınızı sıvazlıyorlar, aferin aferin taş verince? Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk de  ?Genel sorunlarımız var ama sorunlarımız  mutsuzluk değildir. Biz bayramlarımızı kutlamalıyız. Hepinizin tıp bayramınızı kutluyorum. Sayın genel sekreterimin söylediği gibi tıp bayramı tıp öğrencilerinin aktivasyon sonucu çıkmıştır ve şunda Türkiye?de Ankara da muhtemelen Hacettepe veya Ankara üniversitesinde ve diğer tıp fakültelerde ve diğer şehirlerde çoğunda bu resmi kutlama fakültesinin organizasyonu olmakta. Biz zaten millet olarak ayrışmayı çok önem veriyoruz ama uzlaşmayı bilmemiz lazım. Birlikte olmayı bilmemiz lazım, lütfen burada ayrışmayalım. Bundan sonrakilerin beraber okutsak iyi olacağını düşünüyorum. Tabi şu tartışılabilir, geçen kutlamada bir takım hatalar oldu, bunlar ayıklanabilir. Daha güzel bir kutlama sistemi getirilebilir. Birlikte kutlamanın faydası olduğunu düşünüyorum? dedi.


? Sağlıkta memnuniyetsizlik var


Öztürk, sağlıkta memnuniyetsizliğin olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:


?Geçen sene sağlıkta ben bir takım resimler koydum, öldürülüyoruz demiştim. Vekilerimiz de vardı, sayın vekillerimiz lütfen bizi koruyun demiştim. Sonra vekilimiz çıkmıştı bir tanesi çalışacaksınız ve millete hizmet edeceksiniz. Doğrudur millete hizmet etmeliyiz, edeceyiz ama öldürerek değil vallahi şunu şöyleyim uzaktan değil gecen yıldan bu yana şimdi müdürüm konuşacaktır gecen yılda bu yana sağlıkta Millette memnuniyet artacak ve artmış mı,  azalmış mı ? Bizim nezdimizde değil vatandaş nezdinde ? Bunu hükümetin seven gazeteler ve medya hükümeti söven medya her ikisi bir noktada birleşiyor. Sağlıkta memnuniyet, kalite azalıyor. Bir örnek söyleyim, gecen mezuniyet sonrası eğitim konusunda toplantımız vardı, saat 15?de komisyon kliniklerimiz bir psikiyatri hocamız toplantıya geldiğinde o saate  kadar 50 psikiyatrik muayene  etiğini söyledi. Şimdi Türkiye?nin ve dünyanın hiçbir yerinde sabah 9?dan 3?e kadar 5 saate 50 psikiyatrik vakası muayene edilebilir mi ? Ben soruyorum, kim isterse böyle bir muayene ister misiniz? Ancak bakılır, muayene edilmez, dolayısı ile kalite düşüyor zaten. Memnuniyetsiziz  ama vatandaşların memnun olduğunu sanmıyorum. Hatta Sayın Başbakanımızın bir kaç gün önce medyaya düşen bir konuşmasında demiş ki ?reform gerekiyor sağlıkta? demiş ki ?her reform da sağlık çalışanların memnuniyetsizlik diye hep artıyor? bunu düzeltmemiz lazım demiş.?

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap