Gazeteci Dostları Nuri Gülbeyaz´ı Yazdı

Gazeteci Dostları Nuri Gülbeyaz´ı Yazdı

Adıyamanlıları yasa boğan İşadamı Nuri Gülbeyaz´ın ardından gazeteci dostları Mehmet Metiner,Yusuf Dündar ve Feti Akar köşelerine taşıdılar.


İşte Mehmet Metiner'in Nuri Gülbeyaz ile ilgili yazdığı yazı...

Nuri Gülbeyaz’ın ardından…

İntihar ettiğini eniştem Sırrı Yılmaz telefonla bildirdiğinde inanamadım....

Nutkum tutuldu...

Dilim lal oldu...

Şoke oldum...

"Nasıl olur?" dedim yüreğime çöken derin bir hüzünle...

Nuri kardeşim nasıl intihar edebilir?

Hemen aklıma üşüşen sorularla ve içimdeki yürek yangınıyla M. Sait Yıldırım'ı aradım.

Belki Sait kardeşim haberi yalanlar diye.

"Doğrudur abi, intihar etmiş" dediğinde içimdeki son umut kırıntısı da tükeniverdi.

Bir sebep aradım durdum.

Bulamadım.

Sen ki hayatının baharında bir kardeşimizdin.

Hali vakti yerinde olan.

İnançlı ve dindar....

"Niye acaba?" sorusu beynimi kemiriveriyordu.

Bekledim ki soruşturmalar bitsin öyle arayayım emniyet müdürünü.

Akşamın bir vakti aradım Adıyaman'ımızın değerli emniyet müdürünü.

"Maalesef doğru. İntihar etmiş. İntiharı için biz de bir sebep bulamadık" dediğinde ne diyeceğimi şaşırdım.

"Peki bir not da mı bırakmamış?" diye sorduğumda, "Hayır, hiçbir not bırakmamış" dediğinde, lafın tükendiği yerdeydim artık.

Seni henüz yeni tanıdım.

Ama kırk yıldır tanıyormuşum gibi sevdim.

Yaşça küçüğümdün.

Bir kardeş gibi bağrıma bastım.

Gülbeyaz konutlarından bana da uygun bir yer vermeni istiyorum dediğimde, "Emrin olur abi" dedin. "Kendime ayırdığım yeri sana veriyorum."

Hala yaptığımız kontratın altında senin imzan var.

Bir de sevgili kardeşim Abuzer Gelse'nin.

Adıyaman'a gelip gittiğimde seninle aynı sitede oturur doyasıya söyleşiriz diye umuyordum.

Sen bizi bırakıp gittin can kardeşim.

Kafana sıktığın mermiler benim yüreğimde duruyor şimdi.

Seni seven dostlarının yüreğinde duruyor şimdi.

Gül gibiydin.

Rengin de beyazdı senin.

Gülbeyazdın kardeşim, gülbeyaz.

Ne yaptın sen kendine, ne yaptın sen bize öyle?

Sen durup dururken intihar edecek biri değildin gülbeyaz kardeşim.

Onurluydun.

Mutlaka densizin biri veya birileri senin onurunla oynadı.

Bilmediğimiz bir şey olmalı.

Bilen birileri varsa lütfen beni de bilgilendirsin.

Kafamdaki "niçin?" sorusu bir burgu gibi yüreğimi kanatıp duruyor.

Seni bir ömür boyu hep gül ve beyaz kelimeleriyle anacağım can kardeşim.

Seni hep sevgiyle anacağım.

Her ölüm erkendir derler.

Ama seninki benim için çok daha erken oldu.

Her fani gibi rahmet-i rahmana kavuştun.

Allah taksiratını affetsin diyorum can kardeşim.

Mekanın cennet olsun diyorum.

Ailene de, dostlarına da sabr-ı cemil niyaz ediyorum.



İşte Feti Akar'ın Nuri Gülbeyaz ile ilgili yazdığı yazı... 


Nuri Gülbeyaz ve Adıyaman…

 

Bir insanı

tanımak için ille de,

yüzünü görmeye gerek yok.

 

Bazı insanlar vardır

sadece bir kere resmini bile

amiyane tabirle gıcık olursun.

Bazılarının defalarca elini

sıksan da kanın uyuşmaz.

        ***

Başlıkta yazdığımız,

acı bir şekilde aramızdan

ayrılan Nuri Gülbeyaz’ı 

ismi hiç görmedim.

 

Görmüşsem de

hatırlamıyorum...

 

Ancak kendisiyle telefonla

bir müddet sohbet etmiştik.

Tertemiz bir yürekten gelen

duyguların diline yansımasıydı  

sohbetimiz...

 

 “Yolunuz Adıyaman’a düşerse

sizi ağırlamaktan büyük bir

mutluluk duyarım” demişti özetle. 

 

O mutluluk duyacaktı

ben acı haberini duydum. 

 

Hayat dolu,

çevresine moral ve neşe saçan

Nuri Gülbeyaz aramızdan ayrıldı.

        ***

Nasip olmadı.

 

Soy ismi gibi bir kişiliğe sahip

Nuri Bey ile bir çay içmek dahi,

bu dünyada imkansız hale geldi.

        ***

Muhteşem bir projeyle

çıkmıştı karşımıza.

 

Ben de naçizane bir şeyler

karalamıştım.

 

O kadar nazikti ki,

sıradan bir yazım için aramış,

teşekkür etmişti...

        ***

‘Şöyle adamdı böyle adamdı’

diyemem.

 

Dediğim gibi sadece

telefondaki sesinden tanırım.

Başkalarının da telefondaki

sesine aşinayım.

 

Dediğim başkaları

gerek kişilikleriyle ve gerekse

hayırseverlilikleriyle

Gülbeyaz’ın 1 cm. yanına bile

yaklaşamazlar.

 

Zaten elim olay sonrası

yaptığım birkaç görüşme

bu tezimi doğruladı.

        ***

Neden intihar etti?

Bir tek Allah bilir.

 

Eğer ortada aklımıza

getirmek istemediğimiz

bir şeyler varsa Allah’ın

izniyle gizli kalmaz.

 

Her ne olmuşsa olmuş,

Allah taksiratını affetsin…

        ***

Yazımızın sonunda

Adıyaman için çok acı

bir gerçeğe değineceğim.

 

Gerçi bana gerek kalmadı.

Değinenler oldu.

 

Gülbeyaz Konutları’nın

Genel Koordinatörü

Abuzer Gelse defin sırasında

acı ama tamamen gerçek

bir konuya girdi:

Ey Cemaat ! Nuri Gülbeyaz

yiğit adamdı. Hayırsever adamdı.

Adam gibi adamdı. Bir elinin

verdiğini öteki eli görmezdi. 

Bu memleketin dedikodusu,

Fitnesi, Fesadı bu yiğit Adamı

aramızdan aldı götürdü. 

Yeter artık Yeter ! Bırakalım

fitneyi fesadı”

        ***

Abuzer Gelse bunu ne

amaçla söyledi bilmem.

 

Birilerine mesaj mı veriyordu

onu da bilmem.

 

Bildiğim ve eklemek istediğim,

yüzlerce kişinin içinde bir isyandı bu.

 

Ve bu isyan tamamen haklıydı.

        ***

Maalesef yabancıya verdiğimiz

değeri kendi insanlarımıza vermiyoruz.

 

Başarılı olmaya çalışan

fertlerimizin önünde set

kuruyoruz.

 

Hakkında olmadık dedikodular,

yakıştırmalarda bulunuyoruz.

 

Bilmediğimizi bilmiyoruz…

 

O kadar kendimizi kaybediyoruz ki,

sırf makam uğruna kutsal

topraklarda bile gıybet yapıyoruz.

 

İftiralar atıyoruz...

        ***

O yüzden;

İş Adamı Güzel İnsan

Nuri Gülbeyaz’ın ölümü,

Abuzer Gelse’nin söyledikleri

bu anlamda çok önemli.

 

Adıyaman’da yaşayan herkes,

ki buna; “gazeteciyim” diyen

bazı soytarılar da dahil aklını

başına alacak.

 

Cüzdanlar,

Allah’ın izniyle helal

olduktan sonra her zaman

dolar.


İşte Yusuf Dündar'ın Nuri Gülbeyaz ile ilgili yazdığı yazı...

Böyle Olmamalıydı Güzel İnsan…



 

Cuma günü öğle sonrasıydı  bir dost ziyarettindeyken aldığım telefon kanımı dondurmuştu adeta

Telefonun diğer ucundaki arkadaşım hadiseyi anlatırken yada ben anlamaya çalışırken yok yok gerçek değildir diye kendimi teselli etmeye çalışıyordum ama gerçeklerden kaçılmıyordu maalesef söylenenler doğrulanmış ve 25 yıllık arkadaşım,dostum Nuri Gülbeyaz’ın ölüm haberi  buza kesmişti beni.

Nuri kardeşim kendisini tanıyan herkesin ortak tanımı ile yüreği temiz,Yardım sever kısacası dürüstlük abidesi olarak hafızalarımızda yer edinmişti.

Düşünüyorumda fani hayat yani dünya hayatı tıpkı bir tiyatroyu andırıyor.Rolünü tamamlayan sesiz bir şekilde çekiliyor sahneden.Bunun son örneği kendisini tanıyan herkesin vazgeçilmezi olan Nuri olsa gerek.

Acı haber tez duyulur gerçeği bir kez daha iş başındaydı.Haberi alan herkes belirtilen adrese akın etmiş,biri birine soruyordu doğrumu diye.?Aradıkları bir ümitti belkide sorulan her insandan vefat etmedi yaşıyor hala beklentisydi ama nafile.Aslında haksızda sayılmazlardı,nasıl olurdu da daha hayatının baharında,gençliğinin en güzel çağında böyle bir şekilde ölümle kucaklaşırdı.

Olayın vukku bulduğu eve gelen ilgililer bile böylesi bir babayiğide ölüm hiç yakışmamış çok yazık olmuş diyerek üzüntülerini dile getiriyorlardı.

Bizleri yaratan dünya hayatımızı nefesle sayılı kılmış,nefesi biten terhis oluyor ayırlıyor aramızdan ama sen bunu bile beklemdin can dostum.Derlerya ölüm iyileri aramızdan alırken öyle hızlı davranıyorki bir yarımız onlarda kalıyor adeta ama bu defa sen aceleci  davrandın be kadim dost.

Oysa ki günümüzde bir çok insan nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilirken,  bir şeylere sahip olma Adına her gün onlarca takla atarken sen soyutlamıştın kendini bütün bu çirkinliklerden,insanlara yardımcı olabilme adına bütün gününü feda eden,düzenli olarak yardımda bulunduğun  insanları assla afişe etmeyen pamuk kalpli bir arkadaşımız dın sen.

İnsanlar arasında renk,dil,ırk ayrımı yapmayan,kimi zaman kardeş,kimi zaman ağabey,kimi zamanda Babacan  tavırları ile herkese sevgi ile yaklaşabilen özel bir yol arkadaşıydın sen…

Mağrurluktan nefret eden,herkesin önünde hürmetle eğilen alçak gönüllü nadir insanlardan biriydin sen…

Şimdi sana soruyorum her seferinde evine geçen insanlar bana bir kerceik Allah razı olsun derlerse  bu bana yeterde artarda diyen sen değilmiydin.? Peki o zaman neden kendi evini kendine zindan ettin güzel insan.

Doğrusunu istersen seni tanıdığım kadarının çok azını yazabildim, ifade etmeye çalıştım ancak. fazlasına kelimeler kafi gelmiyor  özlenen dost inan gelmiyor.

Belki sen sevenlerini ansızın bırakıp gittin ama sevenlerin sana kırgın olsalarda asla kızgın değiller Aklımıza geldiğin her an,dilimiz döndükçe  dualarımızı sana hediye edeceğiz kadim dostum.

Yolun açık,mekanın cennet olsun inşallah…(AMİN)..

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap