Aydın'dan Terörsüz Türkiye Mesajı

Aydın'dan Terörsüz Türkiye Mesajı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, "Türkiye, uzun yıllar süren acıları geride bırakmak, kan ve gözyaşını sona erdirmek üzere kritik bir eşiğe gelmiştir "

Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın , “Terörsüz Türkiye” hedefi tarihî bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Terör örgütünün daha önce açıkladığı silah bırakma kararını uygulaması bu süreci destekleyen en somut göstergelerden biri olacaktır. 

Bu gelişme, sadece güvenlik değil; demokrasi, kalkınma ve kardeşlik adına da yeni bir dönemin habercisidir. Devletimizin kararlılığı ve milletimizin ortak iradesiyle ulaşılan bu aşama, köklü bir dönüşüm sürecinin habercisidir. Türkiye, uzun yıllar süren acıları geride bırakmak, kan ve gözyaşını sona erdirmek üzere kritik bir eşiğe gelmiştir. Bu nedenle silah bırakma kararının kalıcı, istikrarlı ve güven verici bir şekilde uygulanması; sürecin kurumsal zeminle desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.

Süreç; sabırla, dikkatle ve devlet aklıyla yürütülmelidir.

 Kuşkusuz bu olumlu iklimi bozmak, süreci akamete uğratmak isteyen çevreler olabilir. Ancak burada en önemli nokta, sürecin istikametinden sapmasına fırsat verilmemesidir. Cumhurbaşkanımızın “Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan, karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz.” ifadesiyle ortaya koyduğu bu açık ve net duruş, devletimizin sürece ne denli önem verdiğini ve ne derece titizlikle yürüttüğünü göstermektedir.Bizlere düşen görev ise, bu anlayış etrafında kenetlenmek, birlik ve beraberliğimizi hedef alan hiçbir tuzağa düşmemektir.

Diğer taraftan bu tarihî fırsatın başarıyla nihayete ermesi, aynı zamanda demokratik sistemimizin de kurumsal anlamda daha sağlam temeller üzerinde yükselmesiyle mümkündür. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte demokratik temsil güç kazanmış, hızlı ve etkin karar alma mekanizmaları işler hale gelmiştir. Ancak hâlen darbe döneminin ruhunu taşıyan 1982 Anayasası, “Türkiye Yüzyılı”vizyonunu taşıyabilecek bir çerçeve sunmamaktadır. Bu nedenle yeni ve sivil bir anayasa, artık stratejik bir ihtiyaç hâline gelmiştir.Unutulmamalıdır ki, bu süreç sadece bir güvenlik paradigması değil; aynı zamanda birlik, kardeşlik ve ümmet bilinciyle örülü bir toplumsal inşa sürecidir.Türkiye; bölgenin parlayan yıldızı, ümmetin umudu ve adaletin bayraktarıdır. Bu tarihî sorumluluğu yerine getirmenin yolu, bu umudu diri tutmak; sabır, kararlılık ve ortak akılla ilerlemektir.Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle başaracağız " dedi.

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap