Hepatit Tarama Testinizi Yaptırdınız Mı?

Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Nazlım Aktuğ Demir; Hepatit karaciğer hücrelerinin iltihabıdır. Ülkemizde hepatit denilince yaygın olarak Hepatit B kavramı akla gelir. Ancak hepatitin tek sebebi virüsler ve Hepatit B değildir. Hepatite virüsler (Hepatit B ,hepatit C ve diğerleri), bakteriler, çeşitli ilaçlar, uzun süreli alkol kullanımı, otoimmun hastalıklar ve çeşitli toksik maddeler neden olabilir. Ne sebeple olursa olsun ortaya çıkan tablo sonuçta karaciğer hücrelerinde hasara sebep olur. Karaciğer hücrelerinde hassasiyet şişme ve iltihap oluşur.
Halkımız arasında, viral hepatitle sarılık aynı anlamda kullanılır ve her sarılık "viral hepatit" olarak değerlendirilir. Halbuki sarılık hastalık değil bir belirtidir. Viral hepatit dışında bir çok hastalık, sarılığa neden olabilir (safra taşları, pankreas başı tümörü gibi). Bu sırada bizlere çok kez sorulan bir soru olan yeni doğanlarda görülen sarılığın bu hepatitlerle hiç bir ilgisi yoktur.
Farklı nedenlerle oluşmaktadır.
Hepatit B, Hepatit B virüsünün (HBV) meydana getirdiği bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalık Türkiye'de ve Dünya'da önemli bir sağlık sorunudur. HBV, hiçbir belirti vermeyen hafif bir enfeksiyondan, ağır karaciğer hastalıklarına, siroz ve karaciğer kanserine kadar değişebilen çeşitli tablolara neden olabilir. Dünyada 2 milyardan fazla insanın Hepatit B virüsü ile enfekte olduğu bilinmektedir Ülkemizde ise ortalama 3.5 milyon insan bu virüsle enfektedir.
Hepatit B virüsünün temel bulaş yolları; enfekte kan ve kan ürünleri ile temas, cinsel yolla bulaş, doğum sırasında anneden bebeğe geçiş ve aile içi bulaştır. Enfekte kan ve kan ürünlerinin nakli, kirli enjektörlerin kullanımı (uyuşturucu bağımlılarında hijyenik olmayan şartlarda ortak kullanılan enjektörler), yeterli sterilizasyonun yapılmadığı cerrahi girişimler, diş tedavileri, kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş manikür ve pedikür setleri, tıraş bıçakları, makaslar, steril olmayan aletlerle yapılan sünnet, kulak delme işlemleri ve ortak kullanılan diş fırçaları HBV‘nün bulaşmasına aracılık etmektedir. Hastalıklı kişilerin kullandığı ve kan bulaşmış jilet, tırnak makası ve diş fırçalarının ortak kullanılması ile Hepatit B bulaşabilir ve bu durum aile içi bulaşmada önemlidir.
Hepatit B yiyecekler, su, anne sütü, kucaklaşma, öpüşme, öksürme, ortak bardak-tabak kullanımı ile bulaşmaz.
Hepatit B enfeksiyonu, vücudun virüsle ilk temasından sonraki 6 ay içerisinde “akut“ olarak değerlendirilir. Bu Hepatit B enfeksiyonunu atlatabilmek için geçmesi gereken ortalama süredir. Eğer 6 ay sonrasında hala Hepatit B testi pozitif ise (yani HBsAg+ ise), “kronik” Hepatit B olarak değerlendirilir. Akut enfeksiyonlardan sonra erişkinlerin % 90-95’i virüsten kurtulur ve hiç bir sorunla karşılaşmadan iyileşir, kişilerin %5-10’da kronik Hepatit B gelisir. Kronikleşme oranı bebeklik döneminde kazanılan hepatitlerde çok daha yüksektir.
Hepatit B “sinsi bir enfeksiyon”’dur. Virüs bulaşmış çoğu insan kendini sağlıklı hissetmeye devam eder ve enfekte olduklarının farkında değildir, bu nedenle bilmeden virüsu başkalarına taşırlar. Kuluçka süresi ortalama 30-180 gündür. Hepatit B virüsu bulaştıktan ortalama 12 hafta (9-21 hafta) sonra klinik belirtiler görülür. Belirtiler hastaların % 70’inde vardır. Hastaların bir bölümünde hiçbir şikayet gözlenmezken bir kısmında akut dönemde; halsizlik, iştahsızlık,bulantı, kusma, deride ve göz aklarında sararma, idrar renginde koyulaşma, büyük abdest renginde açılma, karın ağrısı ve karaciğer bölgesinde hassasiyet görülebilir. Ama hastaların bir bölümünde bu klinik bulgular gözlenmez. Kronik hepatitler ise çoğu zaman klinik bulgu vermez taramalar sırasında tesadüfen saptanır. Kronik hepatitlerin en sık bulgusu halsizliktir. Fakat halsizlik bu hastalığa özgü bir bulgu değildir, birçok hastalık sırasında görülebilir.
Kronik hepatitlilerin bir kısmı karaciğer kanseri ve siroz nedeniyle ölmektedir. Hepatit B karaciğer kanserinin %60-80’inden sorumludur. Karaciğer kanserleri kansere bağlı ölümler içinde ilk 3 sırada yer almaktadır. Hepatit B virüsü sigaradan sonra bilinen en önemli kanserojendir.
Hepatit B tanısında iki önemli tahlil HBsAg ve Anti-HBs’dir. HBsAg testi virüs bulaştıktan ortalama 4 hafta (1-9 hafta) sonra pozitif hale gelir. Eğer iki test negatif ise aşı yapılır, Anti-HBs pozitif ise kişi bağışık olarak kabul edilir. HBsAg pozitif kişiler taşıyıcı veya kronik hepatit olabilir, bunun ayırımı için hastalara ileri tetkikler yapılmalıdır.
Kronik Hepatit B hastası ile aynı evde yaşayanlar, Hepatit B hastalığı olan birisiyle cinsel ilişkiye girenler, damar içi ilaç kullananlar, birden çok cinsel partneri olanlar, homoseksüeller, sağlık personeli (doktor, diş hekimi, hemşireler, yardımcı sağlık personeli), hemofili (pıhtılaşma bozukluğu) hastaları, diyaliz hastaları, Hepatit B’nin sık görüldüğü ülkelere seyahat edenler (Afrika, Asya, Doğu Avrupa ), Hepatit B’ li hastalarla tırnak makası, diş fırçası, jilet, ustura ve benzeri gibi eşyalarını paylaşanlar bu hastalık açısından risk altındadır.
Hepatit B virüsu vücut dışında en az 7 gün süreyle canlılığını korur ve hastalık yapma özelliğini sürdürür. Virüs çamaşır suyuna duyarlıdır. Hepatit B’li hastanın kanının bulaştığı yüzeyler 1 ölçü çamaşır suyuna 9 ölçü su ile hazırlanmış su ile %10’luk çamaşır suyu çözeltisi ile temizlenirse diğer insanlara bulaş önlenebilir.
Hepatitli hastaların beslenmesinde özel bir diyete gerek yoktur. Bu hastalıkta tek yasak alkoldür. Hepatitli hastalar kendini rahatsız etmeyen her şeyi yiyebilir. Bu hastalar kilo aldıkça karaciğerlerinde yağlanma başlar, karaciğer yağlanması da hepatit yapabilir bu nedenle hepatit hastaları zayıf olmalıdır ve kilo almayacak şekilde beslenmelidir. Halk arasında bal, pekmez, kuru kayısı gibi besinlerin bu hastalığa iyi geldiği kanısı vardır, bu doğru değildir. Bu besinler kaliteli besinlerdir, ölçülü olarak tüketilebilir fakat fazlası kilo yapar. Hepatitli hastalar için önemli bir konu da ilaç kullanımıdır. Bu hastalar ilaç kullanımını mümkün olduğunca en aza indirmelidir. Çünkü bazı ilaçlar karaciğerden atılır ve hepatit yapabilir. Bu nedenle Hepatit B’li hastalar başka sebeplerle gittikleri doktorlara da hepatiti olduğunu mutlaka söylemelidir.
Hepatit B’li bayanlar hamilelik süresince bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı tarafından takip edilmek şartı ile hamile kalabilir, doğum yapabilir ve çocuğunu emzirebilir. Bu kişilerin bebeklerine doğum sonrası hemen aşı ve serum immunglobülün yapılmalıdır. Eğer bebek bu şekilde korunmazsa virüs geçebilir, ayrıca bebeklik döneminde alınan enfeksiyonlar %90’nın üzerinde kronikleşir.
Hepatit B aşısı olan bir hastalıktır ve bu büyük bir şanstır. Sonunda karaciğer kanseri, siroz gibi kötü tablolar doğurabilen bir hastalık 3 doz aşı ile önlenebilir. Ülkemizde 1998 yılından itibaren doğumlu bütün yeni doğan bebekler aşılanmaktadır. Bu tarihten önce doğumlu herkes bu şansı kullanmalı ve aşılanmalıdır.
Hepatit aşılarını yaptırmayanlar ise Hastanemizde Enfeksiyon hastalıkları bölümünde Tarama Testi ve tedavileri mümkündür. Tüm halkımızı kaliteli bir yaşam için duyarlı olmaya davet ediyoruz.”dedi.
İlk Yorumu Yap