Başkan Ramazan Gökay,Yetkilileri Göreve Çağırdı!
Koçali ve Gömükan barajlarının 2013 yılı yatırım programına alınmamasını olumlu karşılayan Tüm Köy Sen Adıyaman Şube Başkanı Ramazan Gökay, “Yapılacak olan barajların köylerimize yararı olmaz” dedi.
Koçali Barajı projesine tepki gösteren Tüm Köy Sen Adıyaman Şube Başkanı Ramazan Gökay, bu projelerin hayata geçmesiyle birlikte bölgede yaşayan köylülerin mağdur olacağını ifade etti.
“Köyde yaşayan vatandaşlarımız ekmeğinden ve kazandıkları topraklardan olacaklar”
Yapılacak olan barajların köylere yarar sağlamayacağını belirten Başkan Ramazan Gökay, “Devlet yerleşim alanlarını yok sayarak, baraj projesi çerçevesinde yıkıma gidiyorsa Koçali Barajı’na karşıyız. Bu projelerin hayata geçmesiyle birlikte onlarca köy ve mezrada yaşayan insanlarımız yerinden yurdundan toprağından, 100 yıllardır yaşadıkları bölgelerden ve beslendikleri temiz doğadan koparılacaklar. Buda yetmiyormuş gibi köyde yaşayan vatandaşlarımız ekmeğinden ve kazandıkları topraklardan olacaklar. Ayrıca bu bölgelerde yaşayan tüm canlıların yaşam biçimi değişime uğrayacak, birileri de bir biçimde rant elde edecek. Sonuç itibariyle birçok aile kentlere göç edecek” ifadelerini kullandı.
“Uluslararası sermayenin yani sıcak paranın ülkede serbestçe dolaşımına izin verilmiyor”
“Devletin ekonomik yaşama müdahalesinin sınırlandırılması, yeniden yapılanma kuralların azaltılması ve bu kavramların somut ifadesi olan özelleştirme yoluyla devletin sosyal ekonomik ve tarımsal alandan çekilmesi özel girişimcilere bırakmasıdır” diyen Ramazan Gökay sözlerine şöyle devam etti; “Bu anlayışın içerisinde halk denilen olgu yoktur. Halk sadece küresel soyguna hizmet eden asgari ücretli köleler gibi görülmektedir. Uluslararası sermayenin yani sıcak paranın ülkede serbestçe dolaşımına izin verilmiyor. Ülkemizdeki zenginlikler taşeronlar eliyle işletmeye sunulacak. Sorun küresel paket doğrultusunda olunca suların ticarileştirilmesi de ayrı bir rant alanı olacaktır. Adıyaman’a bacası tüten bir fabrika düşünülmüyor. Uluslararası Dolar baronlarından alınan vergiler baraj ve köprü gibi getirisi olmayan betona gömülen paralardır. Bu uygulama sürekli borçlanmayı büyütüyor. Yollar yapılıyormuş gibi görünüyor. Oysa vergilerimizin yol, su ve elektrik olarak bize dönmesi gerekirken, yolların özel ellere satılması oldukça düşündürücü. Adıyaman su ve petrol denizi üzerinde bulunduğu halde sularının ancak yüzde 12’sini kullanabilmekte. Gerçek anlamda bir sulama projesinden söz edilemiyor. GAP projesi daha çok Adıyaman coğrafyası içerisinde yer aldığı halde Şanlıurfa devasa kanallarla damlama sistemleriyle tarımını yapabiliyor.”
“Adıyaman belli bir zaman diliminde içerisinde küçük bir Dubai olurdu”
Adıyaman’ın Şanlurfa’ya tanınan olanaklardan yoksun bırakıldığını ileri süren Gökay, “Türkiye’de çıkarılan ve yüzde 30 düzeyinde elde edilen ham petrolün yüzde 60’ı ilimizde üretildiği halde bu rakamın 1 kuruşu ilimizin refahına, gelişimin ayrılmamakta. Bu zenginliğin nereye aktığını halkımız bilmiyor? Oysaki bu petrolün yüzde 2’si ilimize aktarılmış olsa Adıyaman belli bir zaman diliminde içerisinde küçük bir Dubai olurdu. Adıyaman milletvekilleri 1950 yılından beri kendi vilayetleriyle ilgilenmediler. Milletvekillerimiz kendi illeriyle ilgilenmiş olsalardı 60 yıldan beri Adıyaman’ın büyük bir köy olmaktan kurtulması gerekirdi. Dünyanın en kaliteli mermer rezervinin Adıyaman’da olduğunu bilen yabancı yatırımcılar ilimize üşüşerek mermer ocaklarını çalıştırıyorlar. Tamamı yabancı olan mermer işletmecileri Adıyaman’a ait olan bu zenginliği alıp götürmekteler. Ve kendi ekipmanları dışında Adıyamanlıları kendi zenginliklerine amele olarak almaktalar. Ayrıca hükümet teşvikler konusunda Adıyaman’ı mağdur etmiştir. Durum böyle olunca istihdamdan söz edilebilir mi? Kamyon nakliyatı yerine tren yolu projesi neden hayata geçmiyor?”dedi.
“Tütün fakirin namusu gibidir ve iktidar namusunu alıp yabancılara vererek haklarını adeta gasp etmiştir”
“Hayvancılıkta ve tarımda ithalata dayalı büyümeyi temel alan hükümetin barajlarla ilgilenmesi ve giderek taşeronlaştırmasının sonucudur” diyen Gökay, “Bu proje Adıyaman insanına olumsuz olarak yansıyacaktır. Adıyaman dağ köylerinin tütün de başka gelirinin olamayacağı Tütün Üst Kurulu’nun yazmış olduğu raporda da yer alıyor. Tüm teknik meslek sahiplerinin görüşü de aynı yöndedir. Tütün fakirin namusu gibidir ve iktidar namusunu alıp yabancılara vererek haklarını adeta gasp etmiştir. Tütününü kıyarak kendi kendine satanın adı kaçakçıya çıkarken, milletvekilleri bu olaya sahip çıkmıyorlar. Tüm Köy Sen sendikası olarak bu küresel anlayışların son bulmasını ve özel ellerin büyütülmesi yerine halkımızın cebinin büyütülmesini talep etmekteyiz” dedi.
İlk Yorumu Yap