28 Şubat?ın Aktörleri Didik Didik İnceleniyor
28 Şubat soruşturması ile ilgili o dönemin aktörlerinden olan bazı isimlerin hesaplarındaki değişim hakkında bilgi veren Adıyaman Barosu Avukatlarından Demirhan Seçilmiş, elde edilen bulguların o sürecin nasıl işlediğinin ipucu olabilceğini dile getirdi.
28 Şubat soruşturması kapsamında postmodern darbe döneminin önemli aktörlerinin banka hesaplarının masaya yatırmasını değerlendiren Adıyaman Barosu Avukatlarından F. Demirhan Seçilmiş, 13 generalin hesabında önemli artış tespit edildiğini, ayrıca aynı kişilerin hesaplarını sık sık ?borsa-döviz-faiz? üçgeninde değiştirdiğinin ortaya çıktığını belirterek bunların kafa kurcalayan sorular olduğunu dile getirdi.
?Bu hesaplaşmalar ahirete bırakılırsa bu kişilerin her zaman aklında başörtüsü, kanun önünde eşitlik, özel yargılama yapmak gibi birçok hususlar gündeme getirilebiliniyor? diyen Av. F. Demirhan Seçilmiş, ?Bunun için Türkiye hukuk devleti olabilme yolunda, rejimi tehdit eden bütün unsurlarla hesaplaşırsa bir daha geriye dönmemek üzere demokrasi yolunda yürümeye başlar? dedi.
?HESAPLAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ?
28 Şubat dönemdeki komutanların hesaplarının incelenmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Av. F. Demirhan Seçilmiş, ?Neticede bu işin altında yatan rant duygusudur. Hiç kimsenin ?vatan, millet Sakarya? edebiyatı yapmasına gerek yok. Her kesin bu işten kimin ne kadar karlı çıktığı konusunda da bir fikri var. Ama bu işin nesneleştirilmesi, bağımsız yargıda ortaya çıkması, netleşmesi sonucunu doğuracaktır. Bütün şüphelerin giderilmesine ve sonuçta esas sorumlularında yakalanmasına sebep olacaktır. Bu nedenle mutlaka bu hesaplar gözden geçirilmeli. Sadece bu işlere öne ayak olan paşaların değil, bu işe destek veren sermaye kesimi başta olmak üzere fikir üretenlerin, teşvik edenlerin, bir takım gazetecilerin, yazarların ve bugünde hala aynı etkinliği cılız seslerle ananların biran önce irtibatlarının ortaya çıkarılması ve yargı önünde hesap vermesi gerekir. Burada esas mesele bu işin hem siyasi hemde ekonomik alt yapısını yargılamaktır. Siz eğer bu insanlara hukuksal anlamda gerekli dersi vermezseniz kanunlara yazdığınız hükümlerin önemi kalmıyor. Çünkü bir süre sonra kanunlar uygulamaz hale geliyor. Darbe yapıldığı dönemlerde Türkiye?de yürürlükte anayasalar ve kanunlar vardı. Ama o dönemde kanunları ve anayasayı askıya aldılar. Herhangi bir işlem yapmaz bir durum ortaya çıktı. Burada da toplumlar mutlaka geriye dönük olarak darbecilerle hesaplaşmalı. Bu hesaplaşmalar ahirete bırakılırsa bu kişilerin her zaman aklında başörtüsü, kanun önünde eşitlik, özel yargılama yapmak gibi birçok hususlar gündeme getirilebiliniyor. Bunun için Türkiye hukuk devleti olabilme yolunda, rejimi tehdit eden bütün unsurlarla hesaplaşırsa bir daha geriye dönmemek üzere demokrasi yolunda yürümeye başlar? şeklinde konuştu.
?O DÖNEMİN ÖNEMLİ HADİSELERİNDEN BİRDE SUSURLUK OLAYIYDI?
Bin yıl süreceği söylenilen 28 Şubat?ın ne yazık ki çok kısa sürdüğüne dikkat çeken Av. F. Demirhan Seçilmiş, şunları kaydetti; ?Ülkemizin demokrasi alanındaki gelişmeler art niyetli düşüncelerin bir daha hiç olmayacak şekilde önünün kesilmesine teşebbüs edenlerin cezalandırılmasına kadar uzadı. Gönül istiyor ki, bundan sonra da hiç kimse böyle bir şeyi aklından bile geçirmesin. Geriye doğru baktığımız zaman 28 Şubat dönemi bir takım olayların kurgulanarak, ülkeyi kaos ortamına körüklemek ve bu ortamdan da kendilerine çıkar devşirmek için yola çıkanların sözde devleti ve milleti koruma amacıyla yaptıkları bir faaliyetin su yüzüne çıkmasıdır. 28 Şubat?ta bir subay başbakana hakaret edebiliyordu. Bu subayla ilgili olarak hiçbir yasal soruşturma açılamıyordu. Yine 28 Şubat sürecinde yüksek yargı mensupları, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi üyeleri Genelkurmay Başkanlığı?nda brifing alıyorlardı. Aynı dönem içerisinde gazetelerde yazılacak olan yazılar,
toplumun haberlerle olaylara hazırlanması aynı şekilde bir el tarafından yönetiliyordu. Acil bir şekilde işlem yapılması gerektiği ortaya sürülüyordu. Buna mukabilde Türkiye?nin o dönemde yoğun çatışmalarına rağmen temel problemin irticayla mücadele olduğu söyleniyordu. Ama o irtica her nedense bulunup, buluşturulan, kurgulanan bir senaryodan öteye gidemiyordu. Demokrasiye balans ayarı verdiğini söyleyenler belki de, ?Şerde de hayır vardır? sözünü ispat etmek için gayret ediyorlardı. Çünkü o dönem istemedikleri RefahYol hükümeti bir süre sonra AK Parti şeklinde yani tek başına aynı düşüncenin iktidara gelmesine neden oldu. Böylelikle bir açılım süreci yakalanmış oldu. Yine o dönemin önemli hadiselerinden birde Susurluk olayıydı. Ve bu olay gereği gibi üstüne gidilip, çözümlenmedi. Aynı araçta bir milletvekili, bir polis müdürü ve aranan bir şahıs bulunurken, bir taksinin kamyona çarpılmasıyla birlikte kaza meydana gelmişti. Ve bu kaza yanı anda Türkiye?nin bütün televizyon kanallarında alt yazıyla bildirilmişti. Ama hiç kimse bu üçlünün ne konuştuğunu, nasıl bir araya geldiğini söylemedi. Daha sonra yapılan eylemler de bir kısım üstüne gidilmesi gereken ideolojinin sahipleri ve savunucuları da farklı şeyler söylediler. Esasını yitirmek suretiyle, görünen kısmıyla da olumsuz görüşler bildirerek, aslında bir yerde onların ekmeğine yağ sürdüler. O dönemdeki halkın tepkisi, özellikle ışık kapatıp, açma tepkisi dikkate değer bir tepkiydi.?
?BU İŞİN ÜZERİNE ŞİMDİYE KADAR HİÇ GİDİLMEDİ?
?Kudüs gecesi, 28 Şubat döneminde Kayseri Belediye Başkanı olan Şükrü Kartepe?nin konuşması, Müslüm hoca hikayesi gibi bir takım yapmacık hadiselerle ülkeyi yeniden bir muhtıra dönemine yani yeniden bir darbe dönemine yitmek istediler? diyerek sözlerine şöyle dedi; ?Ancak bu darbe ne yazık ki geri tepti. O dönemde hükümetin müdahaleyle yıkılması sonucunda halkın bu noktadaki tepkisinin bir sonraki seçimde bu şekilde tecelli etmesi darbecilere verilecek en güzel cevaptır. ?Post modern darbe? denilen hadise o dönem namaz kılan, oruç tutan, mütedeyyin ve dindar insanların ötekileştirme suretiyle işlerinden atılmasına, fişlenmesine hatta öyle bir yere vardı ki, ekonomik ambargolar uygulayarak, sermayeyi de renklendirerek, yeşil sermayeden alış veriş edilmemesi, bazı gazetecilerin özellikle mütedeyyin kesimin okuduğu gazetelerin köşe yazarlarının, muhabirlerinin ordu evlerine, Genelkurmay Başkanlığı?na girişinin önlenmesi için akreditasyonlarının iptal edilmesi gibi hadiseler bile gündeme gelmişti. Ama bu olayların sonrasında bu kadar ekonomik ve siyasal krize neden olan 28 Şubat?la ilgili olarak, ?Bu gün ne yapıldı? dersek, açılan dava beklide sadece bu konun hareketli kısmı yani asker kısmının yargılanmasını sağladı. Ama bu işin gerisinde duran siyasetçilerin, bu işe ekonomik destek verenlerin hiçbir şekilde üzerine gidilmedi. Umarım bundan sonraki dönemde özellikle bu davanın arkasında duran, bu işi karıştıran, ortaya çıkaran, finansa eden ve akıllara düşünenlerde yargılanıp, cezalandırılır. İşte o zaman 28 Şubat tamamıyla yargılanmış olur.?
İlk Yorumu Yap