Kobane Krizi Çatışmayla Değil Dayanışmayla Çözülür
Aktoprak, yaptığı yazılı
açıklamada, Suriye?deki çözümsüzlüğün ve kaotik sürecin derinleştiği bir
vasatta, Esed rejiminin katliamları tüm hızıyla devam ederken, Kobane?de de baş
gösteren krizin, büyük bir insani felakete dönüştüğüne dikkat çekti.
Şengal?den sonra şimdi de Kobane?ye
yönelen istilanın bu coğrafyada kadim halkları yerinden yurdundan edecek
noktaya ulaştığını vurgulayan Aktoprak, buna karşı ne yazık ki sorunun
vahametiyle yüzleşmek ve acil önlemler geliştirilmek için yine çok zaman
kaybedildiğini aktardı.
Aktoprak, özellikle Suriye krizinin
başladığı günden bugüne yoğun bir sığınmacı nüfusu barındıran ve son bir ayda
Kobane?yi hedef alan IŞİD saldırılarıyla birlikte ani bir göç dalgasıyla karşı
karşıya kalan şehirlerin hızla sosyal bir patlamanın eşiğine yaklaştığına
dikkat çekti.
MAZLUMDER Adıyaman Şubesi olarak
Kobane?de yaşanan ve dip sarsıntıları her tarafta hissedilmeye başlayan son
gelişmeler karşısında, tüm tarafları, Çözüm Süreci?nin ruhuna uygun adımlar
atmaya davet eden Aktoprak, şunları kaydetti:
?Diyalog, müzakere ve birlikte
çözüm geliştirme mekanizmaları mevcut kriz karşısında doğru ve sağlıklı bir
şekilde işletilirse, bu tür bir pratiğin olumlu yansımaları, bölgemizdeki tüm
halklar için büyük bir kazanıma dönüşecektir.
Bunun için, sürecin birinci
dereceden muhatabı ve sorumlusu olan tarafların, büyük bir insani trajedi
yaşadığımız şu kritik günlerin ağırlığına uygun şekilde hareket etmesi
gerekmektedir. Yapılan her açıklamanın, alınan her kararın ve sahaya yansıyan
her uygulamanın; etkisi ve sonucu itibariyle hangi amaca hizmet edeceği çok iyi
hesaplanılmalıdır.
Kısa vadeli hesaplar uğruna
toplumsal ve siyasal tansiyonun yükseltilmesinin kimseye hayrı dokunmayacaktır.
Onlarca yılın ve ağır bedellerin sonunda yakalanmış bir barış ihtimali söz
konusu iken, geri döndürülemez sonuçlara yol açacak her türlü söz ve
fiiliyattan mutlak surette sakınılmalıdır. İhtiyaç duyduğumuz şey, hamasetin
değil barışın dilidir. Geliştirilmesi gereken şiddetin değil barışın
politikasıdır?
Siyasi iradenin, bundan sonra
atacağı her türlü adımda bu gerçeği göz önünde bulundurmasının büyük önem arz
ettiğini anlatan Aktoprak, aksi takdirde ilmek ilmek dokunarak yürütülen son
sürecin, hızla nasıl çözülebildiğine herkesin şahit olacağı uyarısında bulundu.
MAZLUMDER Adıyaman Şubesi,
gerçekleşmesini hiçbir şekilde istemediği bu tür bir çatışma ve çözümsüzlük
ihtimalinin ağırlığı karşısında, tüm yurttaki diğer şubelerle, üye ve
gönüldaşlarıyla, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmenin gayreti içinde
olduğunu dile getiren Aktoprak, şöyle devam etti:
? Bu sorumluluk bilincinin gereği olarak hatırlatmak isteriz ki, Kobane halkıyla dayanışma amacıyla yapılmak istenen protesto ve gösteri yürüyüşleri anayasal bir hakkın kullanımı anlamına gelmektedir. Güvenlik güçleri, bu hakkın doğru ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamakla vazifelidir. Bunun yerine gösteri ve yürüyüş hakkının tazyikli su, biber gazı ya da silahlı güç kullanımıyla engellenmeye kalkışılması kesinlikle doğru değildir. Böyle bir engellemenin yol açtığı kaos ortamının maalesef üzüntü verici can kayıplarıyla ve OHAL dönemini çağrıştıran sokağa çıkma yasaklarıyla sonuçlanması, zaten yeterince hassas olan süreci daha da zorlaştırmaktadır. Kamu yöneticileri, şiddetin şiddeti çağıracağını ve bunun sorunlarımıza çare olmayacağını artık anlamış olmalıdır. Diğer taraftan gösteri ve yürüyüşler esnasında, bir dayanışma eyleminin ruhuna aykırı şekilde halk otobüsleri, okul ya da hastane gibi kamu araç ve binalarına yönelen ve masum insanların hayatlarına kast edecek nitelikte saldırıların gerçekleşmesi de tarafımızca kabul edilemez?
İlk Yorumu Yap