Metiner, Karabatak´ın Kişisel Görüşleridir

Türkiye şiddet sarmalına çekilmek isteniyor. Türkiye’nin demokratikleşmesini istemeyenler, bir bütün olarak bir birlerini besliyorlar. Ergenekoncu bir düzen, bürokratik bir vesayet rejimi tasfiye edilirken, eski Türkiye’nin sorunlarından nemalananlar da, çözüme direniyorlar. Biz çözümün tarafıyız, kürt meselesini de çözmek istiyoruz. Dağda silahlarını bırakıp gelmek isteyenler varsa, onların da, kendi evlerine dönmesini savunuyoruz. Dolayısıyla barıştan yanayız, istikrardan yanayız. Annelerin ağlamadığı bir toplumsal barış düzeni kurmak istiyoruz. Ama burada sorun şu, PKK, seçimlerden hemen sonra başlayan bir şiddet politikası izliyor. Ve söyledikleri şey de şu, biz AK Parti’yi, bizi muhatap almadan Kürt meselesini çözmeye kalkarsa, ona çözdürtmeyiz, bir anayasa da yaptırtmayız. Peki yeni bir anayasa yaptığımızda kimler kaybedecek bu ülkede?”

İnternette çıkan ses kaydının ardından Başbakan Erdoğan'dan özür dileyen AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, "Bir insanın gönlünün incineceği duygusu beni çok rahatsız eder. Sayın Başbakan'ın özür beklediği kanaatinde değilim, bu benim özel tasarrufumdur" dedi.

Habertürk TV'ye konuşan Metiner, hakkında yapılan komploların PKK çevresinden geldiğini savunarak, "Kürt meselesini kararlı biçimde çözmeye çalışan tek lider Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. AK Parti hükümetinin Kürt meselesini çözmek isteyen adımlarının PKK'nın varlık nedenlerini ortadan kaldıracağını gördükleri için bir direnç hattı oluşturmaya çalıştılar. AK Parti'nin politikalarını savunanları saf dışı bırakmak istiyorlar. Milletvekili olmadan önce de beni fiziken imha edilmemi istediler" diye konuştu.

İncittiğini düşündüğü herhangi birinden özür dileyebileceğini kaydeden Metiner, "Özür dilemeyi bile değersizleştirmeye çalışmak çok acı bir şey. Ben makam mevki söz konusu olduğu zaman eğilmemiş bir insanım. Ama bir insanın gönlünü inciteceğimi varsaymak duygusu beni çok rahatsız eder. İşte ben ondan bin kere özür dilmekten hiç rahatsız olmam." dedi.

Ses kayıtlarındaki ifadeler nedeniyle Başbakan'ın kendisinden özür beklentisi içinde olmadığını söyleyen Metiner, şöyle devam etti: "Bu benim özel tasarrufumdur. Başbakan'la ilgili bir olay değil. Ben kendimden eminim. Başbakan benim HADEP'te siyaset yaptığımı biliyor. 2001'de beyaz bir sayfa açtık. Hükümetin politikalarını nasıl savunduğumu herkes bilir. Benim özür dilemem hoş olmayan bir sözden dolayıdır."

AK Parti kurulmadan önce yaptığı analizin "yanlış çıkmasından duyduğu memnuniyeti" bir kez daha yineleyen Metiner, "Birileri yalaka diyeceklermiş, varsın desinler. Hiç rahatsız olmam. Başbakan'ın avukatı dediler, yalakası dediler... Hiç rahatsız olmam. Başbakan'ın benim ideallerimin lideri olduğunu milletvekili olmadan önce söylemiştim" diye konuştu.

Karabatak’ın Kişisel Görüşleridir

Program sunucusu Ece Üner’in “Peki bu arada tabii kafaları şu karıştırdı, sizin basın danışmanınız, Gazete Adıyaman’ın Genel Yayın Yönetmeni Naif Karabatak, ‘Bu AK Parti’nin içinden bir isim’ deyince kafalar karıştı. Siz PKK’nın komplosu derken, Karabatak, AK Parti’nin içinden birisinin, üstelik çok nüfuslu birisinin yaptığı bir şey deyince. Ona bence bir açıklık getirelim. Bugün hafta sonu, Cuma günü. Haftaya kafalar karışık olmadan girelim.” Sorusuna AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, “Ben ses kaydını konuşmayacağım ama Naif Karabatak, çok değerli bir dostumdur. Seçim sürecinde basın danışmanlığımı yapmıştır. Gönüllü bir biçimde basın danışmanlığımı yapmaya devam ediyor ama müstakil bir kişiliktir. Çok düzgün bir yazardır. Ulusal ölçekte analizleriyle, belki de Türkiye’ye anlam katacak isimdir ama yerelde yazıyor. Ben değerli dostumun, yazdıklarını sansüre tabii tutacak bir insan değilim. Demokrat bir insanım. Karabatak, bir gazetenin de başyazarıdır. Gazete Adıyaman sitesinin de başyazarıdır, günlük bir gazetenin de hem genel yayın yönetmeni, hem de başyazarıdır. Böylesine değerli bir kardeşimizdir, dostumuzdur. Bu yazısını yazdıktan sonra okudum. Ama ben AK partinin içinden birisinin yapacağına asla ihtimal vermiyorum dedim. Ama bu kendi kişisel düşüncesidir. Yani basın danışmanımın bağımsız bir birey olarak, bir gazeteci yazar olarak yazdıklarının hesabının bana sorulması çok ayıp şeydir. Kendi kişisel görüşüdür, saygı duyarım ama asla katılmam.” dedi.