Tokur,Sendikamız Haklarını Kimse Gasp Edemez!

Tokur,Sendikamız Haklarını Kimse Gasp Edemez!

Türk Sağlık-Sen Adıyaman Şube Başkanı N.İrfan TOKUR bugün yazılı basın açıklaması yaptı.


           
Başkan Tokur yaptığı açıklamada, Türk Sağlık-Sen olarak nasıl ki sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının hakkını tüm platformlarda savunuyorsak, sendikamızın hakkını da kimselerin gasp etmesine asla müsaade etmiyoruz. Son olarak açtığımız dava sonucunda mahkeme Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen’in 5 bin 333 üyesinin usulsüz bir şekilde sendikaya kaydedildiğine karar vermiştir.

Türk Sağlık-Sen tarafından 2009 yılı üye sayılarının tespiti ile ilgili açılan davayı görüşen Ankara 12. İş Mahkemesi 44 ilde SAĞLIK-SEN, TÜRK SAĞLIK-SEN ve SES’in üyelerini inceledi.Sağlık Bakanlığı üye tutanağında yer alan Sağlık-Sen’in (Memur-Sen) 87 Bin 987 üyesinin 5 Bin 333’ün usulsüz olduğuna  karar vererek Sağlık-Sen’in(Memur-Sen)  gerçek üye sayısının 82 bin 654 olduğuna hükmetti.  Mahkeme kararında, Türk Sağlık-Sen’in ise Bakanlık tutanağında yer alan 82 Bin 854 üyesinin tamamının gerçek üye olduğuna ve Türk Sağlık-Sen’in 15 üyesinin ise tutanağa dahil edilmediğine karar verilerek Türk Sağlık-Sen’in üye sayısının 82 Bin 869 olduğuna dikkat çekildi.

Tokur,Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir adeti olduğunu unutanlar yaptıkları bu usulsüzlüğün yanlarına kalacağını zannetmişlerdi. Kraldan çok kralcılık yapan,  makamını sendikacılık için kullananlarla kurdukları düzende her şeyi istedikleri gibi yapabileceklerini, asla hesap vermeyeceklerini düşünmüşlerdi. Fakat Türk adaleti yapılan usulsüzlüğü tescilledi. Kimin nasıl sendikacılık yaptığına bir kez de hukuk belgeledi. Ankara 12. İş Mahkemesinin tokat gibi suratlarına yapıştırdığı karar bunların kara tarihinde kocaman bir leke olarak yerini almıştır.  Bu lekeyi tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanları nerden bakarlarsa baksınlar göreceklerdir. Hiç kimsenin istemeyeceği birçok sıfata sahip bu zihniyetinin son olarak aldığı sıfatları da usulsüz sendikacılık olmuştur. 5 Bin 333 kişinin usulsüz üye yapıldığına karar verilmesi aynı zamanda 2009 yılında yetkinin gasp edildiği ve çalışanların gerçek temsilcisi Türk Sağlık-Sen’in toplu görüşme masasındaki temsil hakkını elinden alındığında en somut kanıtıdır. Sendikacılığın temelinde hak arama varken, hak gaspı yapan bu zihniyetin kendilerine sendika demesi ne kadar hazindir.

Tokur,Hukukla tespit edilen usulsüzlüklerine rağmen nasıl sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının karşısına çıkıp neyi anlatacaklar merak ediyoruz. Hangi sözde sendikacılık meziyetlerinden bahsedecekler düşünüyoruz. Biz utanmayız diyorlarsa, bizde onlara utanmıyorsanız dilediğinizi yapın diye sesleniyoruz. Herkes yine bildiği işi yapacak. Biz gerçek sendikacılığın adresi olmaya, çalışanın hakkı için alanlara çıkmaya devam edeceğiz. Hukuki platformlarda kurumlara başvurularla yine çalışanın yanında olacağız.  Birileri de yine usulsüz üyelikler, idarecilerin gölgesinde makam koltuğunun gücüyle sözde, siyasetçilerle poz verip, sağlık çalışanlarını mağdur eden partilerden vekillik kapılarını aşındırmaya devam edeceklerdir.  Biz çalışanın teveccühünü kazanırken, birileri de siyasetçinin ve idarecinin teveccühü kazanıyor. Kısacası her şey sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının gözü önünde gerçekleşiyor.dedi.                                                                                     

                                                  

 

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap