Bilen´den Tehlikeli Açıklama
AK
Parti Eski İl Başkanı Bilen;?Ben sizin hileli yalanlarınızla baş edemedim, bu
bana dert oldu, Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun.?
Ak Parti eski İl başkanı Seyfettin Bilen Şehir?de Bu Hafta gazetesine röportaj
verdi.
Siyaset
zor değil mi? Özellikle Adıyaman gibi herkesin birbirini tanıdığı bir yerde
siyaset yapmanın sıkıntıları nelerdir?
-Tabi siyaset hakikaten zor bir iş. Bütün partili
olsun olmasın herkesin beklentisinin olduğu, herkesin bir talebinin olduğu, herkesin
bir düşüncesinin olduğu bir işleyiş. Bu işleyiş içerisinde memnuniyet yaratmak,
haktan, hukuktan ve adaletten özellikle ayrılmadan en azından doğrular
çerçevesinde beklentileri karşılamak zor.Adıyaman gibi küçük yerlerde de herkes
birbirini tanıyor,bireysel ilişkiler daha önde. Siyasetin kurumsal yapısına
bağlanmış olan beklentilerin haricinde bireysel algılar da çok önde.
Dolayısıyla küçük yerlerde siyaset yapmak daha çok zor. Alan bölge küçüldükçe
kurumsallaşmadan daha çok uzaklaşmış oluyorsun.
Ülkemizde,
- bu ak partiye özgü değil- siyaset kurumu kurumlaşmadığı için insanlar her
şeyi siyasetçilerden beklerler. Bir de Adıyaman gibi geri kalmış beldelerde
beklentiler daha bir yüksekte. Bir siyasetçi olarak bu konudaki düşünceleriniz?
-Haklısınız. Türkiye?de bu demokrasinin
yerleşmesiyle siyasette evre,evre kurumsallaşma merhale kat etmiştir. Olması
gereken bir yerde midir? Değildir. Hele,hele milletin malı olarak görülen
partilerin kurumsallaşması daha da zor. Dediğim gibi mahal bölge küçüldükçe kurumsallaşmadan
uzaklaşılıyor.Bu kurumsallaşmanın olabilmesi için insanların beklentilerinin
bireysel beklentilerden bahsediyorum, partilerin ve siyasetçilerin varlığına
bağlamamaları gerekiyor.Tabi siyasetin kurumsallaşması için siyasetin
mecralarında icradaki yerel yapıların da bu konuda irade ortaya koyması
gerekiyor.Bireysel beklentiler ve çıkarlar ile kolektif beklentiler ve
çıkarların ortak beklentilerin ayrıştırılması lazım.
Siyasi
partiler halka açık şirketler
gibidir.Hele kitle partisi ise.Birileri de sanki bu parti babasının çiftliği
gibi tasarrufta bulunur, "benim dediğim dedik,düdüğüm düdük "gibi. bu
konudaki düşünceniz?
- Partinin kesitlerini ikiye hatta üçe ayırmak
lazım. Bir partinin fiilen sorumluluk üstlenmiş olan bir yapı. İki partinin
zaman zaman faaliyet ve icraatlarında bulunan katkıda bulunan ama partiye
sahiplik etme noktasında aidiyet duygusuna sahip olan tasarrufta bulunmayan bir
kesim. Üçüncüsü de partiye canı gönülden sahip çıkan, partiye oy veren ve
içselleştiren ama partinin fiziki ortamlarına hiç uğramamış olanlar. Asıl
partinin sahipleri olanlar partinin faaliyetlerinde ara ara bulunanlar, davetlerine
icabet edenler, çalışmalarına katkı verenler ile partiyi hakikaten
içselleştirip partinin bütün şeylerine sahip çıkıp ama partinin fiziki
mekanlarına belki de hiç uğramayanlardır. Partinin sahipleri bunlardır. Kimisi
de bu mecraları kullanarak sorumluluk, sıfat elde etmiş, ama bu mecraları
kullanarak kişisel ikbal inşa etme ve bu noktada merhale kat etme noktasında
gayrettedir. Bu da zamanla anlaşılıyor.
Ak
parti Adıyaman il başkanı olduktan sonra iki seçim geçirdiniz. Ve bu iki
seçimde de başarılı oldunuz.Başarıya rağmen istifaya zorlandığınızı biliyoruz. Partide
birilerinin nasırına mı bastınız?
- Valla yani, partide birilerinin nasırı olup
olmadığını bilmiyorum. Ama birilerinin benim il başkanı olmam hususunda
isteksiz olduğu hususunda fikir beyan ettiklerini biliyorum. Siyaset benim
amacım değil. Siyaset hayatın hedefi değil. Siyaset sadece insan olarak ve
Müslüman olarak yaşadığınız dünyaya, yaşadığımız topluma milletimize, ülkemize
ve devletimizin bekasına geleceğine katkı sağlamak adına bir derdimiz var, bu
derdimize, hedefimize ve amacımıza hizmet etmek noktasına araçtır.İl başkanı
olma noktasında bir öngörümde yoktu. Sayın başbakanımız bu göreve layık gördü
ve tevdi etti. Ben başta başbakanımıza, parti üst aklımıza teşekkür ediyorum
beni bu göreve layık gördükleri için. Cumhurbaşkanımızı ağırladık, miting
yaptık .Ve iki tane seçim süreci yaşadık.Seçim süreci çok ağır bir süreçtir.Türkiye
genelindeki sıralamadan ziyade 2011 yılında almış olduğumuz oy oranını
kıyaslayarak ben Türkiye sıralamasına baktığımızda Adıyaman oyları düştü, ama
Türkiye sıralamasında 81 il içerisinde 10. Sıradaydı. Bu başarısızlık değildir.7
haziran 1 kasım arasında yüzde 8,5 gibi bir artış oldu, ama Adıyaman?da yüzde
11,5 gibi bir artış oldu. Ve Türkiye 7. Sırasında başarı gösterdik.
İki
gün önce istifa gerekçenizi açıklarken, basın toplantısında "ayrılmam için
her türlü ahlaksızlığa başvurdular "dediniz. Biraz açar mısınız?
-Yani o benim il başkanlığım noktasında nasıra
bastınız dediniz ya, olan var mı olmayan var mı bilemem ama, biz siyaseti
ideallerimiz, ülkülerimiz ve ülke ile olan hayallerimizi gerçekleştirmek için
yapıyoruz. Yapmamız gerekiyor. İlkesel bir siyaset olması lazım.Ortak akıl,
istişare, ehliyet ve adalet. Bu istişare mekanizması tam oturmadı. Bu benden mi
kaynaklandı bilmiyorum. Belki benden kaynaklanan kısmı yüzde 5-10?dur.
Adıyaman?ımız siyaseti il ilgili olan arkadaşlarımızın bazılarının benle ilgili
çekinceleri hep oldu. Rezervleri oldu. Bu noktada o ortak akılı oluşturmak
adına bir araya gelip istişare etme kadrosunu oturtamadık. Şubatta örtülü bir
şekilde başlamak üzere mayıs?tan itibaren de ara ara ben bu nokta da il başkanlığım
ile ilgili tartışmalar çıktı. Bu bilinçliydi. Stratejik planlı bir şekildeydi.
Sürekli il başkanlığım tartışıldı. Ve bu telkinlere de dönüştü. İstifa etmem
çağrılarına da dönüştü.Ama şunu söyleyeyim siyasette yarış olabilir, siyasette
heves olabilir, siyasette rekabette olabilir. Ama bu siyasette yarışlar
sergilenirken hakkaniyetten uzaklaşmamak gerekir. Adaletten uzaklaşmamak
gerekir. Akçeli işlere bulaşmaması lazım.. Bundan tekamül olmadım. Bir
başkanlık tartışma başlandıktan sonra tabiî ki bu tekamül sağlanmamasının
etkisiyle benim istifa etme, ettirme, baskı telkinler ve beklenti gibi şeyler
canlı tutuldu. Sürekli gitti-gidecek, gitti-gidecek gibi her defasında farklı
bir dil kullanıldı. Ahlaki olanlar da vardı, olmayanlar da vardı.Tartışmaya
açıldım, seçim süreçlerinde her defasında bana atıflar vardı, ben bunlara göğüs
gerdim, sabrettim, bazı şeylere karşı durdum boşa çıktı. Allahın hesabı,
herkesin hesabının üzerinde. Zaman şahitlik etti, Allah ta yardım etti şükür 13
ay içerisinde yüzümüzün hakkıyla bu işin hakkını verdik. Ama şunun altını
çizmek lazım: emeği zayi etmemek lazım. Şimdi istifa etmişken, bir gerekçe olur
bir başkan il başkanı da parti başkanı da hangi vasıflar aranır, hangi vasıflar
gerekir, ve hangileri yoktu da başkanlığımı tartışmaya açtınız? İstifaya giden
bir süreç başlattınız? Bu soru cevapsız.
İstifaya
zorlanmanıza rağmen, bunları deşifre etmiyorsunuz. Siyasette Tamam mı, devam
mı?
-Şimdi öncelikle kişileri deşifre etmeme kısmına
değineyim. Biz en azından şahsım olarak ak partinin kurumsal kimliğinde
gördüğüm ve ak partinin çatısı altında siyaset yapma gerekçem şudur: sayın
cumhurbaşkanımızın, kurucu genel başkanımızın, partiyi kurduğu zaman bu partiye
ekibiyle birlikte ?yeter söz milletindir, insanı yaşat ki devlet yaşasın?
ilkeleriyle yüz yıl önce bu topraklarda kaybettiklerimizi yeniden diriltme ve
hep birlikte 78 milyon insanla bir bütün halinde kardeşçe, barış içersinde
geleceğe yürüme, müreffeh güvende huzurlu bir ülke inşa etme misyonu vardı.
Siyaset icra ederken ifa ederken kişisel ikbal peşinde koşmadım. İsim
vermemenin de sebebi şudur: bu partinin kurumsal kimliğine alsa zarar gelmemeli.
Sorunuzun geri kalan kısmına gelince, siyasete deva mı? Siyaset zihniyetle
yapılır, samimiyetle yapılır, niyetle yapılır. Ülkeyle ilgili, milletle ilgili
bir derdimiz var, bir davamız var. Bu davamızı Allah bize yüklemiştir, biz
insanız, müslümanız, bunu var etmek ve bununla mesuliyetimiz var, bu borcu
Allah verdi bize. Bu derdimiz, davamız devam ettiği müddetçe samimiyetle niyetle
celple çabayla siyaset yapmaya devam edeceğiz. Sorumluluğumuz, sıfatlarımız
olmasa da niyetimiz, samimiyetle Allah için bireysel hesaplar tutmadan siyaset
yapmaya devam edeceğiz.
Ak
parti iktidarı boyunca Adıyaman her zaman ak partiye gönül verdi, vekil verdi,
Bunun karşılığında Adıyaman ak partiden beklentisini aldı mı? Yani ak parti Adıyaman?a
gereken hizmeti yaptı mı?
Şimdi Adıyaman halkı ak partiden önce de her zaman
Adıyaman?ın toplum aklı çok çok gelişmiş, basiretli bir toplum aklı var
sosyolojik olarak. Ak partiden önce de her zaman makul olanı yapmıştır, tercih
etmiştir. Toplum olarak, Türkiye ortalamasının çok üstünde bir duruşu var.
Adıyaman genelinin. Ak parti kurulduğunda iddiası neydi? Milletin partisi,
milletle aynı kaderi paylaşan, milletle aynı şeyleri paylaşan, aynı şeylerden
mağdur olan, aynı şeylerden muzdarip olan insanların ?yeter söz milletindir?
say ekiyle parti kuruldu ve bu milletin partisidir. En üst seviyede Türkiye
ortalamasının çok üzerinde bir tercih ile sahip çıkmış ve oy vermiştir
iktidara. Vekil boyutuyla da katkı sağlamıştır. Daha çok gayret gösterme
noktasına eksiklik var. Bu hiç mi yapılmamış manasında söylemiyorum. Ama ak
partinin Türkiye?de yaratmış olduğu üretkenlik ve hizmete dönüşme hızında
olmamıştır. Dolayısıyla şimdi yaşıyoruz, Şanlıurfa yolu 100 km. 4 yıldır bu
bitmedi ve Gaziantep yolu aynı şekilde. Bu merkezi idarenin eliyle yapılacak
bir şey değil. Bu yereldeki kurumların idarecilerinin daha çok hemhal olması ve
daha çok yoğunlaşmasıyla giderebilecek eksikliklerdir. Burada eksiklik var.
Şimdi
halkta şöyle tepkiler var. Diyorlar ki:"seçim zamanı vekiller oy istemek
için kapımıza iş yerimize gelir ancak seçildikten sonra telefonlarımıza bile
bakmazlar. Böyle bir şikayet var.
Seçim zamanında bu tür şeylerle bende karşılaştım
ara ara. İl başkanlığından artık istifa ettiğim için vekillerin alanına girmek
istemen. Bu soruya vekillerin cevap vermesi lazım.
Şuan
ülke gündemini meşgul eden olaylar var. Özellikle Diyarbakır, Şırnak ve
Cizre?de sokağa çıkma yasakları var. Birde çözüm süreci vardı,ne oldu bu çözüm
sürecine?
Ak partiden önce Özal döneminin bir kısmını ayrı
tutmak kaydıyla, bu bölgedeki gerek etnik yapıdan, gerek kültürel yapıdan,
gerek ekonomik gerekse tarihsel yapıdan kaynaklanan sorunlar görülmedi. Görülmediği
gibi bunların üzeri kapatıldı. Hatta inkâr ve inkara bağlı bir isyan süreci
vardı. Sebepleri olabilir, süreçlerde yaşandı. Zaman zaman özellikle 90?lı
yıllarda ciddi bir şekilde bölge insanını ve vicdanı olan hiçbir insanın kabul
etmeyeceği vakalar yaşandı. Bu belki
direk kamunun eliyle belki kamu adına bölgede cirit atan veya bölgede var
olduğu düşünülen iddia edilen dış menşeli yapılar adına ama, orada illegal
yapıların ve ajanların cirit attığı bölgeydi. Ak partiyle birlikte sayın
cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2009?da milli birlik ve beraberlik
projesi ile bu sorun masaya yatırıldı. Kürt sorunu kavramını ilk kullanan sayın
cumhurbaşkanıdır. Bunu çözme noktasında baldıran zehir?i de olsa içeriz ama bu
sorunu biz çözeriz diyen bir irade sergiledi ak parti ve sayın
cumhurbaşkanımız. Çözüm süreci başladığında gerçekten ben umutlanmıştım ve
halen de umutluyum görüşmeleri devam ediyorken PKK, silahlarını artırma gayreti
içerisine girdi. Ulusal, küresel ve egemen güçler, ?dur kardeşim bu sorunu biz
başlattık, biz bitiririz. Sen tek başına bitiremezsin? şeyiyle bu işe çomak
soktular O zaman bu Ortadoğu?yu bir soruyla bitirelim.
Son
bir soru. İstifanıza sevinenler olduğu gibi üzülenlerde olmuştur. Şöyle birer
cümleyle ne mesaj vermek istersiniz?
- Seyit Rıza, iki mısra ile derin bir duygu ifade
etmiş. Ben önce şunu söyleyeyim, bir insanı herkes sevmez. Bir insanı herkes
seviyorsa o insanda sorun vardır, o insan sorunludur, o insan gerçekten iyi
değildir. Kendimle ilgili şöyle bir şeyim var. Ben, bütüncül bir insan
olmayabilirim. Eksiklerim vardır, hatalarım var. Kabiliyetlerim sınırlıdır
çünkü her insanın kabiliyetleri sınırlıdır. Kırmış olabilirim, üzmüş
olabilirim. Bilinçli olabilir bilinçsiz olabilir. Olabildiğince bilinçli
yapmamaya çalıştım. Bundan sonrada yapmamaya çalışacağım. Hayatım böyledir. Bu
insani şeylerdir. Asıl olan şey ilgiye, güzele, feraha gayret etmek ve bu
noktada bir çaba sarf etmek. Buna çaba sar ettim. Allah için yaptım bunu. Varsa
hatalarım ya bilmediğimdendir, ya da tecrübesizliğimdendir. Özellikle parti
süreci içerisinde söylüyorum. Bana herkes, iyi gözle baktı-bakmadı. Bunda
haksız olan da var, haklı olan da var. Haklı olanlara hakkımı helal ediyorum
önce onu söyleyeyim. Haksız olanları da Allaha havale ediyorum. Bütün samimiyetimle
söylüyorum, daha iyisini yapmak adına, daha güzelini yapmak adına çaba sarf
ettim. İş beklentisi olan var, tayin beklentisi olan var, siyaseten sorumluluk
almak isteyenlerin beklentileri var vs.vs. Hal böyle iken olabildiğince
hakkaniyet içerisinde davranmaya çalıştım. Ama şunu yapmadım. Bu işin
devamlılığını sağlamak adına doğrularından, değerlerimden ödün vermedim. Bu
işin devamlılığına katkı vermek, bu işin nihayetini de garanti almak adına
bizim amaçlarımıza götürecek olan, bizim ideallerimize götürecek olan
değerlerimize ve değerlerimizden kaynaklı üremiş doğrulardan vazgeçmedim,
geçmemeye çalıştım. Gerek ki siyasi arkadaşlarla olan hukukumda, gerek partinin
sahibi olan milletle olan hukukumda samimiyetimde. Ama şunu söyleyeyim: Seyit
Rıza iki mısra ile hakikaten derin duygular ifade etmiş. Tek tipçi anlayışın
müşahhas tarihsel örneklerinden bir tanesidir.
?Ben
sizin hileli yalanlarınızla baş etmedim, bu bana dert oldu,
Ama
ben de sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun.?
Bu sözüm genel değil, bu sözüm yerelde başkanlığımı
tartışmaya açarak bu konuda mevzu kapmaya çalışan, mevzu kapmak için de her
şeyi mubah gören yereldeki anlayışa sahip olan herkes. Ak parti çatısı altında
bulunup İrlandalılık duygusuyla bin bir türlü Bizans oyunu sergileyenlere.
Başkanım
bize zaman ayırdığınız içi çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki siyasi
hayatınızda da başarılar diliyoruz.
Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Başarılar
diliyorum. Altını tekrar çiziyorum; ak parti milletin partisidir. Ak parti misyon
partisidir, ak parti erdemliler hareketi olarak başlamıştır. Bizim için bu
partinin zarar görmemesi, helal gelmemesi ve misyonunun gerçekleşmesi adına
sıfatlarımla değil zihniyetimle, samimiyetimle amadeyim. Daha iyisini yapmak
adına da üzerime ne düşerse parti genel başkanımın, cumhurbaşkanımızın ve parti
kurumsal sorumluluğun emrine amadeyim. Çok teşekkürler?
İlk Yorumu Yap