Adıyaman´da Kudüs Protestosu
Adıyaman'da Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in
başkenti olarak tanımasına tepki gösterip, ABD ve İsrail'i protesto etti.
Demokrasi Parkı önünde toplanan Sivil Toplum Kuruluşları Platformu,
ellerinde Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle Amerika Birleşik Devletleri
Başkanı Donald Trump'un, Tel Aviv'de yer alan ABD'nin İsrail Büyükelçiliğini
Kudüs'e taşıyacaklarını açıklaması ve Kudüs'ü İsrail Devleti'nin başkenti
olarak tanıma kararını, basın açıklamasıyla protesto etti.
Grup adına açıklamada bulunan Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Deniz, insanlık
tarihinin en kanlı, en şedit dönemlerinin yaşandığı ifade ederek, şunları
söyledi:
"Şiddeti daha da derinleştirerek kanlı iktidarlarını sürdürmek isteyen bir zihniyet, Kudüs üzerinden yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Bunu gören, tarihsel gerekçelerini bilen ve dünyanın bu devrine itiraz eden vicdan sahiplerinin sesi olarak bizler, ihtardabulunmak üzere burada toplandık. Kudüsü işgal eden siyonistİsraile,İsraile destek veren ABDye ve bütün bunlara sessiz kalanlar ile birlikte tüm insanlığa dönük bu ihtarımızın nedeni de, hedefi de bellidir. Kudüs insanlığın ortak mirası veözgürlük Kudüsün hakkı iradesini yansıtmak için buradayız. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve "Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasına yönelik söylemini fiiliyata geçirmeyi amaçlayan ABD ve onun Başkanı Trump, ihtarımızın öncelikli muhataplarıdır. ABDnin bu hamlesi, insanlık için manevi ve tarihi kıymete sahip, bu yönüyle de dünyanın barış adası olmuş Kudüsü, savaş gerekçesine dönüştürmek amacı taşımaktadır.Bu yolla, diplomatik ve ekonomik zeminde devam eden örtülü üçüncü dünya savaşının ateşli bölümünün, İslam coğrafyası üzerinden gerçekleşmesini istemektedir. Oysa Kudüs, bütün inançlar için ortak tarih, ortak coğrafya, ortak kültür ve hepsinden öte ortak kader ve birlikte yaşamak demektir. Kudüsün bu vasıflarının yok edilmesine asla izin vermeyiz. Kudüsün insanlığın ortak mirası olması gerçeğine asla ihanet ettirmeyiz. ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli strateji, şiddet ve krizlerle kavrulan bütün insanlık için, eğer engellenmezse daha da büyük sorunların kapısını aralayacaktır. Tam da bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları da, barışı geliştirme ve barış adası Kudüsü koruma noktasında çağrımızın muhatabıdırlar. Buradan diyoruz ki, korsan İsrail Devleti, Kudüsü başkent yapmak gibi bir hataya düşmemeli, ABD, İsrailin başkentinin Washington olduğunu idrak etmeli. Kudüs, bizim nazarımızda bir mihenktir. Her bir karışı, İlahi vahyi insanlığa bildiren peygamberlerin izlerini taşıması hasebiyle Kudüs; insan olma şuuru, selamete erme bilinci ve sulhun mihengidir"
"Kudüs, son Peygamberin risaleti sırasında ilk kıble olarak
seçilmesiyle de, bizim için varoluşumuzun ve medeniyet kodlarımızın
ifadesidir" diyen Deniz, "Muharref bir inancı kendisine payanda
olarak kullanan ve batıdaki faşist düşüncelerden hız alan şiddet ideolojisi
siyonizmin ateşine odun taşımak, nereden bakarsanız bakın bir akıl tutulmasıdır.
Yüz yılı aşkın süredir Filistinlilere karşı şiddet uygulayan Siyonist
çetenin, ideallerine bu derece destek
çıkmak, sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durum değildir elbette.
Asıl neden, kanlı müstebitlerin her ne olursa olsun iktidarlarını sürdürme stratejileridir. Görünen odur ki, Kudüs; çökmekte olan köhne
dünya düzeninin merkezindeki ABD oligarşisinin yaşadığı, iktidar çatışmasını
gizleme aparatı olarak seçilmiştir. Bu yönüyle
de çağrımızın bir diğer muhatabı da,siyonizme karşı çıkan samimi Yahudilerdir.
Çünkü Kudüs, samimi Yahudilerin de sığınağı ve inançlarını yaşama alanıdır.
Tam da bu noktada en güçlü ihtarı kendimizden başlayarak millete ve ümmete
yapıyoruz. Nasıl ki, Hz. Ömerin fethiyle, Selahaddin Eyyubiden bu yana
medeniyetimizin önemli merkezlerinden biri olan Kudüsü, Haçlılara karşı yüz
yıllar boyu savunduysak; Nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Hanın hilafetiyle
birlikte Kudüsü, bütün inançların barış adalarından biri yaptıysak; Nasıl ki,
Abdülhamid Hanın mücadelesiyle Siyonizmi, Filistin ve Kudüsten uzak
tuttuysak; Şimdi de aynı şuurla mücadelemizi sürdürüp, haçlı artığı
düşüncelleri payanda olarak kullanan emperyalizme ve siyonizme karşı, bütün
insanlığı da içine alan bir söz söyleyebiliriz.
İslam coğrafyasında günü kurtarma politikaları peşinde koşan devlet
yöneticilerinin ikircikli tutumlarına karşı çıkarak, inancımızın ve tarihimizin
bize verdiği güçle, barışın sesini yükseltebiliriz. Şiddetten boğulmuş, krizlerle boğuşan bütün
insanlık, doğru ve adil bir söz bekliyor. Anadolu bu sözü söylemeye hazırdır.
Ümmetin gönlü bu hakikate açıktır. Bu konudaki inancımız ve kararlığımız
tamdır. İşte, şimdi bu inancı ve
kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Kudüsün siyonizme başkent yapılmasını
engellemek için harekete geçmek, birlikte ses vermek ve insanlığın beklediği o
sözü söylemek için buradayız. Onun için
müstebitler de en çok bundan korkuyor. Emin olun ki Kudüse özgürlük haykırışı,
bunun için şiddetle susturulmak isteniyor.
Eğer insanı özgürleştirecek sözü söyleyebilirsek, müstebit iktidarlar
yerle yeksan olur, özgürlüğün nefesi bütün dünyaya ulaşır." dedi.
Yapılan açıklamanın ardından toplan grup dua ederek, olaysız bir şekilde ayrıldılar.
İlk Yorumu Yap