KESK?ten İç Güvenlik Yasası Tasarısına Tepki

KESK?ten İç Güvenlik Yasası Tasarısına Tepki


KESK Adıyaman Şubesi, AK Parti tarafından meclise getirilen İç Güvenlik Yasası tasarısına tepki gösterdi.

 

KESK adına açıklamada bulunan Eğitim-Sen eş Başkanı Ayşegül Yücetaş, Kamuoyunda İç Güvenlik Yasası olarak bilinen ?Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı?nın görüşmelerine emekçilerin, demokrasi güçlerinin ve kamuoyunun yoğun tepkisine rağmen Meclis Genel Kurulunda başlandığını anımsattı.

 

Yücetaş, ?Özü itibariyle AKP?yi koruma ve kollama yasası olarak hazırlanan tasarı 12 Eylül cunta anayasasından bile geri olmasının yanı sıra uluslararası sözleşmeleri de ayaklar altına almaktadır. Kısa süre önce ?Kanun mu hukuk mu derseniz ben hukuktan yanayım? diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın talimatı ve bilgisiyle hazırlanan tasarı söylediklerinin tam aksine kanun ve polis devleti rejimini ve uygulamalarını kurumsallaştırmaya, yaygınlaştırmaya yöneliktir. En son iki gün önce Başbakan Davutoğlu?nun tasarıya ilişkin açıklamalar tipik AKP algı yönetimi ve manipülasyonlarının son örneğidir. Tasarının temel hak ve özgürlükleri askıya alan içeriğini es geçerek bonzai satışını, molotof kullanımını ve eylemlerde yüzün çeşitli araçlarla gizlenmesini engellemeye yönelikmiş gibi sunmak kocaman bir yalandan ibarettir. Her üç konuda da yasalar mevcut olup yüzlerce çocuk taş ya da molotof attıkları iddiasıyla cezaevlerine atılmış, onlarca yıllık cezalar verilmiştir. Bırakalım yüzünü gizlemeyi sırf boynunda puşi olduğu için aylarca cezaevine konan Cihan Kırmızıgül?e 11 yıl ceza verildiğini unutturacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Sorun uyuşturucu ve bonzai satışı ise tek bir maddelik düzenleme getirsinler sonuna kadar destekleyelim. Meselenin bunlar olmadığı, her üç konuyu öne sürerek kamuoyu desteği sağlamayı amaçladıkları açıktır. Kaldı ki, kanun yapma tekniği açısından bu durum AKP ile özdeşleşmiş olup tüm torba kanunlarda aynı yol izlenmektedir? dedi.

 

Tasarı ile fiilen devam eden OHAL ve sıkıyönetim uygulamaları olağanlaştırılmak ve süreklileştirilmek istendiğini savunan Yücetaş, şunları kaydetti:

 

?Tasarı çok açık şekilde yükselen toplumsal muhalefete, sendikal örgütlenmelere, hükümet protestolarına ve Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri için yürüttüğü mücadeleye saldırı amacı gütmektedir. En son Birleşik Metal-İş grevinin toplanmayan Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanması da göstermektedir ki, AKP hükümeti emekçilere, gençlere, kadınlara ve bir bütün olarak toplumsal muhalefete karşı topyekûn bir saldırı içerisindedir. Tasarı ile hayata geçirilmek ve ?kamu güvenliği? yalanıyla gizlenmek istenen tedbirler açıkça faşizan tedbirlerdir. Tasarının devletleşen AKP?nin dokunulmazlığını saldırgan bir biçimde pekiştirmek dışında hukuksal ya da siyasal bir değeri bulunmamaktadır. Tasarının yasallaşması durumunda tüm toplumsal muhalefet darbe dönemlerini bile aratacak bir saldırı altında olacaktır. Çünkü; Kısa süre önce çıkan yasa ile ??makul şüphe?? standardına geri dönülmesi de gözetildiğinde basın emekçilerine, avukatlara, sendikacılara, üniversitelilere, kadınlara yönelik ?şafak baskınları? yaygınlaşacak, toplu tutuklamalar sıradanlaştırılacaktır. Soruşturma sırasında ?el koyma? yetkisi genişletildiğinden, gerçek ve tüzel kişi muhaliflerin malvarlıklarına da el konularak çok yönlü faşizan bir baskı kurulacaktır. Dinleme, gizli soruşturmacı kullanma ve teknik takip yetkileri genişletilecek, sahte ve hukuk dışı kanıt yaratma faaliyeti sistematikleştirilecektir. Avukatların soruşturma dosyasına ulaşım hakkı, ??gizlilik?? kararları ile ortadan kaldırılacağından, savunma hakkı ihlalleri yaygınlaşacaktır. Polise 24-48 saatlik bağımsız gözaltı yetkisi verilmesi yoluyla yargı devre dışı bırakılacağından ve savcıların polis gözaltılarıyla ilişkisi kesileceğinden kayıt dışı gözaltılar, kaçırma, yok etme, infaz, işkence uygulamalarının önü açılacaktır. Anayasaya da aykırı olan, yargı kararı olmaksızın idari görevliler tarafından verilecek ?önleme araması?, ?durdurma ve kimlik sorma? kararı ile her tür keyfiliğin önü açılacak, muhaliflerin her davranışı gözaltı için yeterli görülecektir. ?Koruma altına alma? maddesi ile bireyi özgürlüğünden mahrum etme polisin insafına bırakılacaktır. Aynı madde ile OHAL uygulamalarından aşina olduğumuz seyahat özgürlüğü keyfi şekilde kısıtlanabilecektir? dedi.

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap