Bu Gezi Özel Bir Gezi Değil

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "İnsanların burada Adıyaman’a gelip turistik amaçlı görecekleri çok güzel yerler var" dedi.

Geçtiğimiz günlerde bir dizi ziyaret için Adıyaman'a gelen Başbuğ, kentin tarihi yerlerine ziyarette bulundu.

Adıyaman'a uzun zamandır gelmek istediğini ifade eden Başbuğ, "Uzun bir süredir Adıyaman’a gelmek istiyordum. Adıyaman’da şehrin etrafındaki tarihi güzellikleri, Adıyamanlı insanlarımız ile beraber olmak, onları dinlemek, özellikle şehrin sorunları hakkında bilgi sahibi olmak istedim. Bu gezi özel bir gezi değil. Herhangi bir amaç maksatlı değildir. Bu gezi düzenlenmesinde benim değerli kardeşim Lütfü Türkan ile orada konuşurken ona bahsetmiştim ben. Adıyaman’a gidelim, buraları görelim diye. O da Mahmut Bozkurt’la bu geziyi düzenlediler. Bu herhangi bir özel gezi ziyareti değil. Özellikle burayı görmeyi arzu ediyordum. Yakından görme fırsatına daha önce sahip olamamıştım. Bu fırsatı bize sağladıkları için Mahmut Bozkurt ve Lütfü Türkan’a teşekkür ederim" dedi.

MÜTHİŞ BİR COĞRAFYASI VAR

Adıyaman'ın çok güzel bir coğrafyasının olduğunu anlatan Başbuğ, "Adıyaman'ın tarihi güzel yerlerini gördüm. Adıyaman’da çarşıda dolaşarak sevgili Adıyamanlılarla beraber olma fırsatına sahip olduk. Çok güzel bir şehir. Coğrafya olarak düz ova görüntüsü var. Tabi Kahta Nemrut bölgesine gittiğiniz zaman gerçekten müthiş bir coğrafya görüyorsunuz. Kar nedeni ile Nemrut dağına çıkma şansım olmadı. Daha önce yıllar önce gelmiştim zaten" diye konuştu.

HERKESİN BURALARI GÖRMESİ LAZIM

Herkesin buraları görmesi gerektiğinin altını çizen Başbuğ, şöyle konuştu:

"Tabi beni etkileyen coğrafyaydı. Kahta kalesine çıktık. O kaleye tırmandık. Tırmanarak fiziki kondisyonumuzu da fena olmadığını gördük. İyi bir tempo ile kaleye çıktık. Kaleden vadi kanyon görüntüsü müthişti. Çok güzeldi. İnsanların burada Adıyaman’a gelip turistik amaçlı, özel amaçlı görecekleri çok güzel yerler var. Ben herkese buralara gelip görmesini özellikle tavsiye ederim. Çarşı içinde dolaşma fırsatımız oldu. İnsanlar ile bir araya geldik. Tabi bütün Anadolumuzun sorunları hemen, hemen ortak sorunları burada da var. Ortak sorunlar dediğiniz zaman her şeyden evvel bir işsizlik.  Bugün sokakta gençlerle karşılaştık bazıları üniversite mezunu ama işsiz çocuklar ana sorunumuz bu. Özellikle Anadolu da batıdan doğuya gittikçe işsizlik sorunu daha büyük bir noktalara geliyor"

TÜTÜNE GETİRİLEN KOTAYI ANLAMAKTA ZORLANIYORUM

Adıyaman tütününe ilişkin de değerlendirmede bulunan Başbuğ, "Baktığım kadarıyla Adıyaman’daki geçim temel olarak iki noktaya dayanıyor. Bir tanesi tütün ve öbürü de hayvancılık. Bu coğrafyada aslında her şey yetişiyor. Bademinden tutun, hakikaten güzel bir coğrafya, bu acıdan önemli. Ama tabi beni en çok etkileyen konu tütün konusu oldu. Adıyaman tütünü bana ifade edildiğine göre, hemen hemen Türkiye’nin en kaliteli tütünü olduğunu söylüyorlar. İnsanlar büyük bir zorlukla bu meşaketli tütün üretimi yapıyorlar. Fakat satamıyorlar veya çok düşük fiyatlar da. Bir de anlayamadım bu kota nedir. Bir de kota varmış. Hem diyorsunuz Türkiye’nin en iyi, en kaliteli tütünü bir taraftan da bu tütün değerlendirilemiyor. Bunu anlamakta biraz zorlandım. Konuşmalarda şunu da duydum. Bu konuda kooperatifleşme yönünde karar alındığında ifade ettiler. Burada bir değer var, kıymet var, üretim var. diye konuştu.

ADIYAMAN'DA ÇOK BÜYÜK MUTLULUK DUYDUK

Adıyaman'da vatandaşlarla bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu belirten Başbuğ, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Türkiye’nin en temel problemlerinden bir tanesi tarım alanında dışarıya başka ülkeleri besleyen Türkiye, tarımda nerdeyse ithal ediyor. Tütün de kıymetli, kolay bir malzeme değil. Yetiştirmesi o kadar kolay bir şey değil. Bayağı bir emek meşakat var. Gayret var ama insanlar bu ürettiklerinin değerini alamıyorlar. Bu da hakikaten düşündürücü. İlgililerin bu konuya çözüm bulmalarını bir çare bulmalarını gerçekten önemli. Benim açımdan kişisel olarak beni en çok etkileyen hususlardan bir tanesi bugün orada dolaşırken çarşıda insanlar tanıyorlar, yani hemen hemen çok farklı insanlar ile karşılaştık. Ama kiminle karşılaşsan daha bir şey söylemeden bizi tanıdıklarını gördük. Ben bundan çok büyük mutluluk duydum"