MÜSİAD Üyelerine ?Kurumsallaşma? Anlatıldı
MÜSİAD
(Müstakil İş Adamları Derneği) ile Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından
ortaklaşa hazırlanan konferans gereği Adıyamanlı iş adamlarına ?Kurumsallaşma,
Aile Şirketlerinin Büyümesi ve Dış Ticaret? anlatıldı. Konferansa Yıldız Teknik
Üniversitesi Öğretim Üyesi Salim Çam konuşmacı olarak katılırken, MÜSİAD
Adıyaman Şube Başkanı Şerif Yıldırım, dernek üyeleri, STK temsilcileri ve
şirket sahipleri ile işadamları hazır bulundu.
Konferansın
amacından bahseden MÜSİAD Adıyaman Şube Başkanı Şerif Yıldırım, ?Aile
işletmelerinin yönetiminde karşılaşılan sorunları tespit etmek ve çözüm
önerileri ile katılımcılara yardımcı olmak. Aile işletmelerinin daha uzun
ömürlü olmalarını sağlamak ve ileriki nesillere sorunsuz bir şekilde
aktarılması için gerekenleri tespit etmek. Aile İşletmelerinin kurumsal yönetim
ilkelerine göre yönetilip yönetilmediklerini tespit etmek amacıyla böyle bir
semineri düzenliyoruz. Bu seminerimize konuşmacı olarak katılan değerli
hocamıza teşekkür ediyoruz? dedi.
Konferansa
konuşmacı olarak katılan Öğretim Üyesi Salim Çam ise ?21. yüzyılda dünya
ekonomisinin baş aktörü ve itici gücü özel sektördür. Özel sektör bir yandan
dünyayı değiştirirken diğer yandan da bu değişimleri takip etmekte, pek çok
arayışa ve yeniliğe yönelmektedir. Bu dönemde kurumsallaşma, işletmeler için
vazgeçilmez bir süreç halini almıştır. Kurumsallaşma; bir işletmenin,
faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve
geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturması olarak tanımlanabilir. Bunun
temel amacı, firmanın patron, yönetici, kritik personel vb. kişilerden bağımsız
hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli
noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan
her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Bugün işletmelerde
patron ağırlıklı bir yönetim anlayışının yetersiz kaldığı, yönetimde ağırlık
noktasının ekip çalışmasına kaydığı, kişiye bağımlılığın en aza indirgendiği
bir anlayışının güçlendiği bir gerçektir. Kurumsallaşma, işletmenin bir sistem
haline gelmesidir. Kurumsallaşma şirketin tamamen profesyonellere terk
edilmesi, kontrolün elden çıkartılması değil, şirketin kuralları, standartları,
prosedürleri, kendisine özgü değerleri, iş yapma usul ve yöntemleri, çalışma
biçimleri olması ve kişilerden bağımsız kalması, yetki ve sorumlulukların
dağıtılması, profesyonel bir yönetime geçilmesi, aile ve iş ilişkilerinin
birbirinden ayrılması demektir. Kurumsal bir firmada sistem, bireylere bağlı kalmadan
kendi kendine yürür. Yani müdürün izne ayrıldığı bir haftada işler arapsaçına
dönmez, yâda bir ustanın hastalandığı gün, işlerin yetiştirilememesi gibi bir
durum olmaz. Herkesin işi bellidir ve sorun yaratabilecek durumların
alternatifi vardır. Önemli olan iştir, görevdir. İşe göre eleman alınır,
elemana göre iş yaratmaya çalışılmaz. Böyle bir firmada müdürler hatayı önce
sistemde ararlar. Türkiye?deki yaklaşık 700 bin işletmenin, 695 bini küçük
işletme (yüzde 99,28), 4 bini orta ölçekli işletme (yüzde 0,57), 1000 adedi ise
büyük işletmedir (yüzde 0,14). Türkiye?de kurulan bu işletmelerin maalesef
büyük bir kısmı sistemli, planlı bir yapı ile kurulmazlar. Bunların çoğu da
aile şirketleridir. Belirli bir büyüklüğe kadar kurucu ve çevresindeki az sayıda
çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüdükçe daha büyük sorunlarla
karşılaşırlar. Başlangıçta, büyümenin ne zaman gerçekleşeceği ve bu durumda
neler yapılacağı hakkında planları bulunmadığından, sorunlar ortaya çıktıkça
tek tek çözülür ve işletme yoluna devam eder. Ancak bütüncül ve sistemli bir
yaklaşım olmadığından, işletme zamanla şişmanlar, hatta "obez" halini
alır ve kontrolü zorlaşır. Bunun yanında, kurucuya bağlı olarak hayatını
sürdüren işletme, ondan uzaklaştığında veya onu kaybettiğinde krize girer. Bir
kısmı da krizden çıkamaz ve hayatı sona erer. Hiçbir şirket sadece aile
fertleriyle yönetilemez. Yönetilmeye çalışılırsa yönetim zaafları doğar.
Profesyonel yöneticilerle çalışmak, takım oyunu oynamak ve çalışanlardan verim
almak meziyet ister. Kurumsallaşma, belirsizliği ortadan kaldırır, verimliliği
artırır, profesyonelleşmeyi ve şeffaflığı sağlar. İşletmelerin gelişmesi, uzun
ömürlü olması ve kuşaktan kuşağa geçmesi için, kurumsallaşma zorunludur.
Kurumsallaşmanın olmayışı şirketlerin ikinci kuşaktan sonra ömrünü
tamamlamalarına neden oluyor. Türkiye?de özellikle aile şirketleri, ikinci
kuşakta çözülüp dağılmaya başlıyorlar ve bu şirketlerin sadece yüzde 2?si
üçüncü kuşağa geçebiliyor. ?Aile işletmelerini birinci nesil kurar, ikinci nesil
miras alır ve durumu idare eder, üçüncü nesil ise bitirir? dedi.
Çam konuşmasının
devamında, ?Aile şirketlerinin ancak yüzde 2?si, 3. kuşağa ulaşabilirken,
kurumsallaşamayan diğerleri yok olmaktadır. Yapılan araştırmalarda
kurumsallaşamayıp yok olan aile şirketlerinin, yüzde 43'ünün kardeşler arası
anlaşmazlık, yüzde 19'unun kardeş-yeğen-kuzen çatışması, yüzde 19'unun miras
kavgası, yüzde 14'ünün aileler arası kavga, yüzde 5'inin aile içi çatışma
nedeniyle yok olduğunu ortaya çıkmıştır. Bir başka istatistik vermek gerekirse,
Türkiye?nin en eski 50 şirketinden kurumsallaşarak dağılmadan 4. kuşağa
geçebilen şirket sayısı 3?tür. Diğerleri ise, ya dağılıp gitmiştir ya da henüz
4. kuşağa gelebilecek kadar eski bir şirket değildir. Dünyada ise, çok güzel
kurumsallaşma örnekleri vardır: Japon Kongo Gumi inşaat şirketi, 1434 yıl önce
578 yılında kurulmuştur ve bugün 40. kuşak işbaşındadır. Yine Japon Hoshi
şirketi 718 yılında kurulmuş olup, bugün 46?ıncı kuşak şirketin başındadır.
Şarap bağcılığı ile uğraşan Fransız Chateau de Goulaine şirketi 1000 yılında,
zeytinyağı üreten İtalyan Barone Ricasoli şirketi 1114 yılında kurulmuştur.
Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Bu şirketlerin ortak özellikleri
kurumsallaşabilmeleridir. Netice olarak, insanın özel hayatında duygusallık ön
planda olabilir, ancak iş hayatında kurallar hâkim olmalıdır. Başarının temel
kuralı ise planlı olmaktır. Hangi gün ne yapacağı belli olmayan, nerede sabah
orada akşam bir hayat yaşayan bir insanın başarılı olması düşünülemez. Başarı
hiçbir yerde tesadüfî değildir; planlı bir çalışmanın ürünüdür? diyerek
katılımcılara bilgi verdi.
Eğitmen Salim
Çam, seminerde; aile şirketlerinde anlaşmaların muhakkak yazılı olması
gerekliliği, işletmelerde nominal değerleri ortaya koyacak çalışanları tespit
etmenin gerekliliği, şirketlerin ve ülkenin ekonomik geleceği için muhakkak
kurumsallaşma hamlesini gerçekleştirmenin gerekliliği, bu tarz kurumsallaşma
eğitim seminerlerinin sürekli yapılması gerekliliği konuları üzerinde detay
bilgiler paylaştı. Ardından katılımcıların sorularını cevaplayan Salim Çam,
yaklaşık 1,5 saat süren eğitim seminerini tamamladı.
İlk Yorumu Yap