İHH Şube Başkanı Akkuştan Cem Küçüke Sert Tepki
İHH Şube Başkanı
Akkuştan Cem Küçüke Sert Tepki
Mavi Marmara
Duruşuna ve Şehitlerine Dil Uzatma Cüreti ve Hadsizliği Bu Yeni Nesil Zihnin
Çiğ Pratiğidir
Mavi
Marmaracıların İslamcı çizgide olduğu gerekçesiyle FETÖ gibi tasfiye edilmesi
çağrısında bulunan Gazeteci Cem Küçüke tepkiler çığ gibi büyüyor. Bir tepki de
İHH Adıyaman Şubesinden geldi. Şube Başkanı Fadil Akkuş İHH gönüllüleriyle
birlikte Adıyaman Adliyesi önünde basın açıklaması yaparak, Küçüke sert tepki
gösterdi. Basın açıklaması sonrası Fadil Akkuş ve beraberindekiler Cem Küçük
hakkında suç duyurusunda bulundu. İHH Şube Başkanı Fadil Akkuş açıklamasında
şunları söyledi:
Türkiyenin
merhametli ve onurlu insanlarının yola çıkardığı ve dünyanın ortak vicdanını da
içine alan Mavi Marmara organizasyonuna, yolcularına ve şehitlerine ağır
şekilde hakaret eden, Mavi Marmaracıların da İslamcı çizgide olduğu
gerekçesiyle FETÖ gibi tasfiye edilmesi çağrısında bulunan Cem Küçük hakkında
suç duyurusunda bulunmak ve bu zihniyeti kınamak için bugün Adliyelerdeyiz.
İsraili
otorite olarak tanımayıp işgalci gören, Gazzeyi özgür topraklar olarak tanıyıp
ablukanın da ambargonun da tamamen kalkmasını savunan, dünyada İsraile karşı
bir vicdan hareketini Anadoludan harekete geçiren Mavi Marmara, İsrail ve
İsrailciler tarafından sürekli saldırıya uğramaktadır. Bunun sebebini
anlıyoruz. Siyonizm ve emperyalizm, sadece vicdanların zulme karşı
buluşmasından değil bu buluşmanın harekete geçmesinden korkmaktadır.
Filistin
için çalışırken İsrailin her türlü taşeronları ile mücadele ettik. Sokaklarda,
lobilerde, uluslararası mekanizmalarda, medyada, adliyelerde
Etmeye de devam
edeceğiz. Ama bu son model taşeron diğerlerinden oldukça farklıdır.
Bu
zihniyet kendisini OneMinuteın, Mavi Marmaranın, Türkiyedeki İsrail
karşıtlarının arasına o kadar güzel yerleştirmiş ki şimdiye kadar etrafa
burada bir yanlışlık olduğunu anlatmakta zorlandık. Hep susmamızı istediler
ama susmadık.
Her
31 Mayısta yeter artık bu Mavi Marmarayı anmayı bırakın dediler bırakmadık.
Mavi Marmara meselesi unutulsun dediler unutmadık.
Çünkü
bunlar İsrailin istekleriydi. Bir Naziyi 100 yaşında bile kovalayıp infaz eden
İsrail, kendi mazisindeki en ufak bir olayı bile 100 yıl anan İsrail Mavi
Marmaranın konuşulmasına, anılmasına, saygınlığına elbette karşı olacaktı ve
oluyor.
Mavi
Marmara bu ümmetin gururudur. İsrailin zulmünün, vahşiliğinin ispatı ve utanç
kaynağıdır. Kim İsrail ile ne ilişki kurarsa kursun Mavi Marmaranın insani,
vicdani duruşu hiç değişmeyecek ve unutulmayacaktır.
Onların
anlayamadığı kurtulması gereken İslamcılık diye tarif ettikleri, bu ülkenin
bu halkın bu toprakların özüdür. O öz, o kadar doğal ve vicdani bir sahiplenme
ile karşılık bulmuştur ki; Mavi Marmara tıpkı Anadolu gibi her din, dil ve ırka
barış ve huzur ile esenlik yurdu olmuş ve bu değeri Gazzeye taşımıştır.
Bu
ülkede ne askeri darbeye gerekçe edilen Kudüs Yürüyüşü, ne oneminute ne de
Mavi Marmaraunutulur. Bu İslamcıları tasfiye et çağrısı yapanlar, medet
umdukları kişilerin de İslamcı olduğunu, 40 yılı aşkındır Filistin halkının
yanında, Özgür Kudüs için, İsraile karşı birlikte bir yürüyüş içerisinde
olduğumuzu bilmez ve anlayamaz.
Çünkü
İsrail savunuculuğu taşeronlara ihale edilebilir ama Filistin Davası
şehadetin göze alındığı bir gönül davası, bir hayat biçimidir. Bir de bunlar
bilmezler ki siyasi, sivil,medya, akademi tüm kesimler hangi görüşte olursa
olsun bu topraklarda Kudüse sırtını dönen Filistininin mazlum halkına sırtını
dönen bu halkın içinde yaşama ve destek şansı bulamaz.
Mavi
Marmara duruşuna ve şehitlerine, 15 Temmuz duruşuna ve şehitlerine dil uzatma
cüreti ve hadsizliği ise bu yeni nesil zihnin çiğ pratiğidir. Bir de çıkıp bir
STK devletin dış politikasını yönlendiremez diyerek kendilerine haklı gerekçe
oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Geçmişte
Türkiye-İsrail anlaşsın diye bazı danışmanların dillerine pelesenk ettikleri bu
mevzuya da vesile ile açıklık getirmek gerekir. Öncelikle bir kişi,bir kurum,
bir STK herkes dış politikayı yönlendirebilecek veya etkileyebilecek fikirler
söyleyebilir ve raporlar yayınlayabilir.
Doğru
soru ise şudur: İHH gibi 25 yıldır bu ülkenin bir kurumu olarak dünyanın birçok
yerinde çalışma yapmış, her çalışmasını raporlarını kamuoyuna açıkça
yayınlamış, bedeller ödemiş bir sivil kuruluş dış politikaya dair düşüncelerini
söylemeyecek te, Cem Küçük gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan günlük
yorumlarla ortaya karışık konuşan, birisi mi sadece Türkiye dış politikasını
yönlendirecek?
TV
ekranlarında söylediklerine göre bu zihniyet Biz söylüyoruz Erdoğan yapıyor
diyerek bırakın dış politikayı tüm ülkeyi her konuda yönettiklerini iddia
ediyorlar.
Türkiyeyi
yönetenlerin hangi fikirleri değerlendirip değerlendirmeyeceği bizim gündemimiz
değildir.
Ancak
İHH kurulduğu günden bu yana herkesin de malumu olarak tespitlerini,
önerilerini, fikirlerini paylaşmaktan geri durmayacaktır. Tıpkı mazlum mağdur
insanların hakkını hukukunu gözeterek, yardım etme sorumluluğunu taşıdığı gibi.
Öte
yandan İHH bedeller ödeyerek verilen tüm mücadelelere de kimsenin hakaret
etmesine ve hukukunun çiğnenmesine de asla müsaade etmeyecek ve hukuki yollarla
bunun mücadelesini devam ettirecektir.
Cem
Küçükün kullandığı ifade ve hakaretlerin amacı Mavi Marmara katılımcıları,
şehit ve gazi yakınları ve davaya gönül verenleri, özetle Türkiye Cumhuriyeti
toplumunun büyük bir kesimini aşağılamak, hedef göstererek, kasıtlı olarak
çarpıtılmış bilgilerle halkı kin ve nefrete sevk edecek bir ayrıştırma ortamı
oluşturmaktır.
Bu nedenle Cem Küçük hakkında Türk
Ceza Kanunu 125. ve 216. Maddeleri kapsamında Hakaret, Halkı kin ve düşmanlığa
tahrik veya aşağılama ve ayrıca resen gözetilecek diğer suçlardan gerekli
soruşturmanın yapılarak cezalandırılması amacıyla kamu davası açılması
talebinde bulunduk.
Tüm
savcılarıhızlı ve etkili bir soruşturmayla Cem Küçükün hak ettiği cezaya
ulaşması için göreve çağırıyoruz. Ayrıca tüm Mavi Marmaralılar olarak her
birimiz ayrı ayrı Cem Küçüke tazminat davası açacağımızı da buradan ilan
ediyoruz.
İlk Yorumu Yap