Palalı Sordu...Köse Cevapladı!

Palalı Sordu...Köse Cevapladı!
 
 
Aslan Palalı’nın Güney Fm’de hazırlayıp ve sunduğu “Devri Devran” adlı programa
katılan CHP Adıyaman Eski Milletvekili Şevket Köse, program esnasında 28 Şubat, Balyoz, Ergenekon davalarında yargılananların Avukatlığına soyunarak, AK Parti’ye saldırdı.

 

Aslan Palalı’nın sorunlarını yanıtlayan CHP Adıyaman Eski Milletvekili Şevket Köse, AK Partilileri ve Milli Görüşçüleri kızdıracak tarzda cümleler sarf ederek, 28 Şubat, Ergenekon, Balyoz gibi darbe girişimlerinin haklı gerekçelerle yapıldığını ileri sürerek, “Ülkeyi yönetenler kötü niyetli din yorumcularıdır” dedi.

 

 

“Bu olay bir darbe değildir”

 

 

28 Şubat’ın iyi algılanması gerektiğini savunan Şevket Köse, adeta darbe savunuculuğuna soyunurcasına, “28 Şubat olayı yaklaşık 10 yıl önce yasal zemini olan MGK’nın aldığı bir kararlardır.  Toplantı sonrasında MGK’da yasal zemini olan bir bildiri yayımlanmıştır. Bu olay bir darbe değildir. Bu kararların neden alındığına bakmak gerekir. O günlerde Cumhuriyet birileri tarafından hedef haline gelmişti. Cumhuriyete büyük bir saldırı vardı. “Şeriat gelecek, kanlı mı olacak, yoksa kansız mı olacak, laiklik din düşmanlığıdır” gibi sözler sarf edilirken, birde Sincan’da Filistin gecesi düzenlenmişti. Ülkeyi bölmek veya parçalamak amacıyla dini referansları kullanarak, İslam dinini siyasete alet etmişlerdi. Adeta meydan okurcasına, intikam alırcasına bir davranış sergiliyorlardı” diyerek darbecilerin avukatlığını yaptı.

 

 

“Eğer o gün askerler o görevini yerine getirmemiş olsaydılar anayasaya göre suçlu duruma düşeceklerdi”

 

 

Cumhurbaşkanın makamı olan Çankaya köşkünün laikliğin temsil ettiği yer olduğunu söyleyerek, tek tipçi bir anlayışa sahip olduğunu gösteren Şevket Köse, “Refahyol hükümeti döneminde Necmettin Erbakan’ın hocaların iftar yemeğine çağrılması hiç hoş değildi. O dönemki siyasiler ülkemizi dini referanslarla yönetmeye başlayınca haliyle Milli Güvenlik Kurulu’nda bazı kararlar alındı. Bu kararların esas sorumluları Necmettin Erbakan, Tansu Çiller ve Abdullah Gül’dür. Bugün ise Necmettin Erbakan’ın öğrencileri MGK’dan alınan kararlarından daha kötüsünü yapıyorlar. Eğer o gün askerler o görevini yerine getirmemiş olsaydılar anayasaya göre suçlu duruma düşeceklerdi. Kuran-ı Kerim hiçbir devletin şeklini tarif etmez. O dönemde Refahyol hükümetinde siyaset yapanlar devleti işgal edip, dini referanslarla devleti yönetmeye çalıştılar. Dinin en büyük teminatı olan laikliğe karşı çıktılar. Bu gibi durumlardan dolayı askeriye anayasadan güç alarak bildirge yayımladı. Bu bildirgenin altında Necmettin Erbakan’ın, Tansu Çiller’in, Abdullah Gül’ün ve birçok kişinin imzası var. Peki bu kişiler neden yargılanmıyorlar. Eli kolu bağlı olan birkaç generali alıyorsunuz. Daha sonra ise “darbe yaptılar” diyorsunuz. O zamanlar resmi kıyafeti olan generaller tankları yürütmüşse şimdi ise kıyafet değişti. Bu kişilerin rütbeleri yok. Asıl sivil darbe şimdi yapılmakta.  Yanlış veya doğru bir iş yapılırken, intikam duygusuyla hareket edilmemesi gerekir. Geçmişte yaşanan her olay zaman ve mekan içerisinde değerlendirildiği takdirde daha iyi anlaşılır” derken adeta halkın oyuyla TBMM’ye giden siyasilerin yasaklanmasını, darbecilerin darbe girişimini mühürledi.

 

 

“AK Parti o kadar samimi ise e muhtıra ne oldu”

 

AK Parti hükümetinin intikam duygusu içerisinde olduğunu, Ergenekon, Balyoz,28 Şubat  gibi darbe girişimlerinden dolayı açılan mahkemelerin devam ettiğini ileri süren Köse, “ Bu mahkemeler devam ederken, neden 27 Nisan 2007’deki e-muhtıraya değinilmiyor. AK Parti o kadar samimi ise e muhtıra ne oldu.  E muhtırayı imzalayan Genelkurmay Eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’a 1 milyon TL’lik ödenek verilmişti” diyerek konuşmasına son verirken, Köse’nin bu denli darbe savunuculuğuna girişerek, bu açıklamaları yapması AK Parti’lilerin ve Milli Görüşçülerin tepkisine neden olacağı düşünülüyor.

 

Haber: IŞIK Gazetesi-Ömer KARAKUŞ

İlk Yorumu Yap

Yorum Yap