CHP Merkez İlçe Başkanı Çavuş Yeniden Seçildi
Adıyaman Belediye
Konferans Salonu'nda düzenlenen Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman Merkez İlçe
Kongresi CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Adıyaman Belediye Başkanı
Hüsrev Kutlu, CHP İl Başkanı Mehmet Yıldırım, CHP Merkez İlçe Başkanı Hanifi
Çavuş, Kesmetepe Belediye Başkanı Vakkas Acar, Avukat Zeynep Saya, Baro Başkan Yardımcısı Abdurrahman Tutdere,
Fatma Ulubey ve çok sayıda partili katıldı.
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Veli Ağbaba, burada yaptığı konuşmada, "Cumhuriyet Halk Partisi
buradan milletvekili çıkaramadı, önümüzdeki dönemde bir sözü verirseniz
konuşayım, yoksa gideyim. Malatyaya rekabeti Adıyamanda daha başarılı yapmak
şartıyla, birden fazla milletvekili çıkaracağınıza söz veriyorsanız, konuşmaya
başlayacağım. Bu sadece CHPye oy verenler için değil, milletvekili adayları
için değil, Adıyamandaki her insan için önemli, bakın bir tütün yasasıyla
ilgili bir değişiklik yapılıyor, ben tabi ki sizin kardeşinizim, tabiki
Adıyamanın her derdi, her sorunu beni ilgilendiriyor ama keşke bir Adıyaman
milletvekili olsaydı, keşke bir cumhuriyet halk partisi milletvekili olsaydı,
onunla birlikte çok daha birlikte güçlü şekilde sesimiz çıksaydı. Bunu bütün
Adıyamandaki, Çelikhandan Besni'sine kadar, Gergerine kadar herkesin, her
yoksul insanın hissettiğini bilin. Birilerinin tuzu kuru, birilerinin
Adıyamanın yoksul insanlarının, emekçi insanlarının dertleriyle hasbi kadel
ilgilendikleri yok, oy almasak da, oy vermeseler de, yine bir cumhuriyet halk
partili, yine bir sosyal demokrat insan ilgileniyor, onların sorunlarını
gündeme getiriyor. Geçtiğimiz dönemlerde hatırlayın, o nedenle kendi partimiz
için sadece kendi partimize olan sorumluluğumuz için değil, Türkiye'ye karşı
sorumluluğumuz için birbirimizi kırmadan, dökmeden, el ele, kol kola vererek, önümüzdeki
dönemde Adıyamanda iktidar olmayı hedefliyoruz" dedi.
TÜTÜNDE
KANDIRDILAR
Tütünde
halkın kandırıldığını belirten Ağbaba, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz
günlerde biliyorsunuz Adıyamanı ilgilendiren, Adıyamanı ayağa kaldıran bir
olay oldu. Tütün yasası önce Adıyamanda ciddi bir tepki oluşunca ardından
Doğanşehir'de bir tepki oluşunca biz bu yasayı kaldırıyoruz, gündemden
düşüreceğiz diye sizleri kandırdılar. Bizde üç milletvekili arkadaşımızla
geldik buraya, araştırdık. Ardından buradaki değerlendirmeleri Genel
Başkanımıza rapor ettik. Şunu söylemek lazım; Cumhuriyet Halk Partisinin Genel
Başkanı bu konuyu kendi konusu gibi, parti konusu gibi sahiplendi, her grup
toplantısında altını çizerek tütünle ilgili, Adıyamanla ilgili konuştu,
buradan bir Adıyamanlı olarak, bir kardeşiniz olarak Genel Başkanımıza
Adıyamanlılar adına teşekkür ediyorum. Dediler ki tütünde ceza kalkacak, merak
etmeyin dediler ama tütün yasasında cezayı kaldırdılar, ardından bir başka
yasada 94. maddede tekrar 3 ila 6 arasında hapis cezası getiriyorlar. Mecliste
söylüyorum, burada da söylüyorum, burada iki konuya değinmek istiyorum; bu
yasayla ilgili düşüncemi bir de ondan sonra oluşan tepkiye, sonra yapılan
müdahaleye, bu müdahaleyi Türkiye büyük millet meclisinde, bu müdahalede
bulundurulmasını sağlayan, göz yumanlara ve talimat verenlere yüzlerine de
söyledim. Adıyamanda fakir, fukara çiftçiye kalkan eller kırılsın. Adıyamanda
ekmeğinden başka derdi olmayan, bir dönümde 500 metrede, kazmanın ucuyla yapmış
olduğu tarlasında tütün üretmekten başka derdi olmayan, evine çoluk çocuğuna
ekmek vermekten başka derdi olmayan insanlara yapılan muamele vahşidir. Bu
emirleri verenleri kınadığımı söylemek istiyorum. O emri verenleri parmağımı
gözlerinin içine bakarak söyledim, değerli arkadaşlar, Türkiye'de bir gün
herkes terörist oluyor, geçtiğimiz günlerde Çelikhan'da söyledim, hani biber
gazı sıkılanlar, suyla müdahale edilen öğretmenler, emekçiler, işçiler eylem
yapılan solculara terörist diyorlardı ya onun öyle olmadığını Adıyamanlılar
gördü. O insanlar terörist miydi, biber gazıyla kolları kırılanlar, tazyikli
suyla ayağa kaldırılanlar, terörist miydi? Onlar aşını ekmeğini arayan
insanlardır, bu müdahalenin bu şekilde olması aslında bir siyaset anlayışının
altını çizerek gösteriyor, bu siyaset anlayışı kendi gibi düşünmeyen, kendi
gibi sorgulamayan her muhalifi cezaeviyle terbiye etmeye çalışıyor. Kimini de
bu şekilde cezalandırmaya çalışıyor, susturmaya çalışıyor. Bu tütün yasasını
Anayasa mahkemesine götüreceğiz. Arkadaşlarımızla Anayasa Mahkemesine başvurmak
için gerekli evraklarımızı hazırlıyoruz, umarım bu yasa iptal edilir, yok bu
yasa iptal edilmezse fiili olarak sorun yaşarsanız o zaman bilinki her zaman
sizin önünüzde, sizin yanınızda Cumhuriyet halk partisi milletvekilleri olarak
bizler olacağız, bunu bilin. Sizin ekmeğinizden edilmemenizi yasayla
halledemiyorsak, fiilen halledeceğimizi bilmenizi istiyoruz"
FEZLEKELER
GÖNDERİLDİ
CHP'li yöneticiler hakkında fezlekelerin
gönderildiğine dikkat çeken Ağbaba, "Türkiye'nin gündemi yoğun, geçtiğimiz
günlerde Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin tamamına fezleke gönderildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanından genel başkan yardımcılarına,
tamamına, parti meclisinin tamamına bir fezlekeyle Cumhuriyet Halk Partisi
susturulmak isteniyor. Kurumsal bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu
fezlekelerinin tamamının bu hafta gelmesi anlamsız değil, bilinçli bir şekilde
gönderildi, neden? Geçtiğimiz hafta Türkiye'yi ayağı kaldıran, dünyanın
herhangi bir ülkesinde bir belge açıkladı genel başkan, ülkedeki herkes Man
diye bir ülkeden haberdar oldu. Hala utanmadan yandaş medyası, çizeri, yazarı,
siyasetçisi, bakanı, politikacısı Kemal Kılıçdaroğlu'na hakaret edip
küfrediyorlar, kardeşim sen namusluysan, sen dürüstsen eğer, ticaret yapıyorsan
Man diye bir ülkede ne işin var? Man'a ne sattında para geldi? Açıkça görüldüğü
gibi etik olmayan, ahlaki olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Belgelerin
hepsi gerçek, orda hesapları var. Ciddi şekilde para gelmiş bunlara, ne için
geldiği belli değil. Para transferleri var, açıklayamıyorlar, tek yaptıkları
şey her zaman olduğu gibi ey Kılıçdaroğlu, ey CHP zihniyeti diye bağırmaya
çalışıyorlar. Bizi baskıyla bunları açıklamamamız için tehditle susturmaya
çalışıyorlar, fezleke gönderiyorlar, bir kez daha söylüyorum, sonu ölüm olursa
olsun dönen namerttir" dedi.
700
BİN LİRALIK SAAT TAKANLARLA AYNI GEMİDE DEĞİLİZ
Rüşvet iddialarına da
değinen Ağbaba, şunları kaydetti:
"Amerika birtane
hırsızı yargılıyor, İran asıllı, 3 yıl önce 29 yaşındaydı. 30 milyar dolar
serveti olduğu söyleniyordu, bu 30 milyar dolar Adıyaman'ı 7 kez satın alır, 30
milyar dolar çok ciddi bir para, o zaman demiştik ki; bu Rıza Sarraf eş
başbakan. AKP HDP'den sonra eş başkanlık sistemini getirmişti, dedik kürsüde,
üzerimize yürüdüler. Niye eş başbakan, Bakanlar Kurulunun yarı maaşını Rıza
Sarraf veriyor. Bakanlar kurulunun yarı maaşını, bildiğimiz yarısının maaşını
Rıza Sarraf veriyor. Türkiye'yi bu kadar küçük düşürmeye ne hakkınız var? Bunu
bir milli mesele haline dönüştürmeye çalışıyorlar, diyorlar ki; aynı gemideyiz,
değerli arkadaşlar biz onlarla aynı gemide değiliz. Biz 700 bin liralık saat
takanlarla, 40-50 bin euro rüşvet alanlarla, hırsızların önüne yatanlarla aynı
gemide değiliz. Biz Ermenek'te çocuğum maden altında kalan, suyun altında kalan
oğlum yüzme bilmiyor diyen anneyle, aynı gemideyiz. Biz çocuğu soğuktan
donarken, saç kurutma makinesiyle çocuğunu ısıtmaya çalışan, daha sonra
kendisini çaresizlikten iple asan Emine anneyle aynı gemideyiz"
Yapılan konuşmanın ardından Çavuş, çoğunluğun sağlandığı kongrede 3. kez başkanlığa seçildi.
İlk Yorumu Yap